Examples of using "الخريف" in a sentence and their turkish translations:
Şimdi sonbahar.
Hangisini tercih edersiniz, İlkbaharı mı yoksa Sonbaharı mı?
Neden Sonbahara Amerika'da "fall" denir?
Bu Sonbaharda Çin'i ziyaret edecek misin?
Bütün dağ sonbaharda renk değiştirir.
Sonbaharda yapraklar kahverengiye döner.
Çözünmekte olan sonbahar yaprakları gündüzleri biraz nem ve sıcak sağlıyor.
O sonbaharda Madrid'i yeniden işgal etmenin ve Wellington'un ordusunu Portekiz sınırına geri
Fadıl'ın hayatı bir sonbahar günü tersine döndü.
Sonbaharda stokladığı yiyecekler de tükenmiş durumda. Soğuk gecede yiyecek araması gerek.