Examples of using "الأوراق" in a sentence and their turkish translations:
Yapraklar dökülüyor.
Yaprakların çoğu döküldü.
Sami kartları dağıttı.
Lütfen evrakları gözden geçirin.
tahvil, bono, borsa
ve yağmurdan önce yaprakların altına gizlenerek
O kağıtları havaya atıyor.
Beneklerini bu yapraklarla ovuşturdum.
Yapraklar sana "Azota ihtiyacım var." der.
yukarı doğru kıvrıldığını göreceksiniz.
Fadıl bütün kartları tutuyordu.
Sonbaharda yapraklar kahverengiye döner.
Ayrıca yaprakların ısı verme değeri çok düşük,
ve birkaç ay sonra başka makaleler yayınlandı,
Bütün Amerikan faturaları renk olarak benzerdir.
Yapraklarda, çiçeklerde, pek çok bitkinin çekirdeğinde,
Yaprakların kenarındaki şu küçük şeyleri görüyor musunuz?
Diyet şu: Üç kap yeşil yaprak,
Bu yüzden lütfen kartlardan birini bana doğru ittiğinizi hayal edin.
Yapraklar hafif bir rüzgarla öyle salınıyordu ki parlak ışık huzmeleri gökyüzünden yere doğru adeta göz kırparak düşüyordu
Borsayla uğraşan insanlar bilir. Bu neredeyse imkansızdır.
Borsaya 800 dolar ile başlayıp iki hafta sonra 350 milyon dolar para kazanmıştı
Eve dönüp olabildiğince çok bilimsel makale okumak çok faydalı.