Examples of using "سيدي" in a sentence and their turkish translations:
ama elin yabancısı yapınca da vay efendim kaka vay efendim kötü
Bu taraftan, efendim.
yahu adet olsun efendime söyleyeyim
Sürücü belgenizi görebilir miyim, efendim?
Bir iş arıyorum, efendim.
- Bir sorun mu var efendim?
- Bir sorun mu var, efendim?
- Bir problem mi var, efendim?
Siz yeniliklere açık, işbirliğine açık,
"Sizi, şimdi konuşturmayacağım.
ve Napolyon'a yazarak, "Efendim, bu korkunç bir savaş."
Bayım, çakmağınızı masada unuttunuz.
Poyraz Ölmez beyefendi size kötü bir haberim var
Beyefendi, ayağa kalkar mısınız, sahneye gelmenize gerek yok, bunlara bakın lütfen,
söylemesi kolay yok efendim çocukların görüntüsünü kayıt ediyormuş Zoom
burdan çıkmış efendim sürekli batıya gitmiş dönmüş gelmiş
Beyefendi, A ya da B, birini söyler misiniz?
' yok efendim Zoom da velilerden izin almadan görüntüleri kayıt ederseniz,