Translation of "مشكل" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "مشكل" in a sentence and their turkish translations:

إنه مشكل حضاري

Özellikle bekârete değer veren bir kültürde,

كل مشكل لديه حل.

- Her problemin bir çözümü vardır.
- Her sorunun bir çözümü vardır.

هل من مشكل يا سيدي؟

- Bir sorun mu var efendim?
- Bir sorun mu var, efendim?
- Bir problem mi var, efendim?

كان عند سامي مشكل حقّا.

Sami'nin bir problemi vardı.

مات سامي في السّجن بسبب مشكل صحّي.

Sami sağlıkla ilgili bir sorundan dolayı hapishanede öldü.

كان لدى سامي مشكل إدمان على الكحول.

- Sami alkol ile ilgili bir sorun yaşıyordu.
- Sami'nin alkolle bir sorunu vardı.

كان سامي يعاني من مشكل إدمان على الخمر.

Sami'nin bir alkol sorunu vardı.

كان لدى سامي مشكل مع المخدّرات و الكحول.

Sami hem uyuşturucu hem de alkol konusunda bir sorun yaşıyordu.

تخاصما سامي و ليلى حول مشكل إدمانها على الكحول.

Sami ve Leyla içki meselesiyle ilgili tartıştılar.

القدس ليس مشكلا للمسلمين فقط، بل هو مشكل دولي.

Kudüs meselesi sadece Müslümanları ilgilendiren değil, uluslararası bir konu.

- لم يكن لدى سامي أيّ مشكل لمقابلة فتيات أو إيجاد نساء يقلّهنّ.
- لم يكن لدى سامي أيّ مشكل لمقابلة فتيات أو إيجاد نساء يصطحبهنّ.

Sami, kadın bulma veya kadın seçme konusunda asla bir sorun yaşamadı.

- لقد ورّطت نفسك في مشكل خطير.
- لقد وضعت نفسك في وضع خطير.

Tehlikeli bir duruma rastladın.

اكتشف فاضل أنّه في الإسلام لا يوجد مشكل بين الدّين و العلوم المتقدّمة.

- Fadıl, İslam'da din ve ileri bilimin el ele verebileceğini buldu.
- Fazıl İslam'da din ve modern bilimin birbiriyle uyumlu olabileceğini fark etti.

كان سامي طبيبا جيّدا من وجهة نظر تقنيّة، لكنّ مشكل إدمانه على الكحول منعه من ممارسة مهنته.

Sami teknik açıdan iyi bir doktordu ama alkol bağımlılığı onun çalışmasını engelledi.