Translation of "سيء" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "سيء" in a sentence and their turkish translations:

موعد سيء أخر ،

bir diğer kötü buluşmaya göre,

موعد سيء أخر.

bir diğer kötü buluşmayı.

طعم اللحم سيء.

Etin tadı kötü.

هذا حي سيء.

Bu çok kötü bir mahalle.

لماذا أمر بيوم سيء ؟

Neden kötü bir gün geçiriyorum?

لأن الوضع الحالي سيء

Çünkü mevcut durum kötü.

ذلك لأن كل شيء سيء

İşte onun yüzünden her şey berbat oluyor

لم أذهب لأن الجو سيء.

Kötü havadan dolayı, gitmedim.

ثم تحولت الحقيقة إلى أمر سيء،

ve sonra gerçeklik tersine dönerse

لديها ذوق سيء جداً في الألبسة.

Onun giyimde çok kötü zevki var.

تبين إن هذا سيكون اختيار سيء:

Ancak bunun gerçekten kötü bir karar olacağı ortaya çıktı :

تعتقد "ميلاني" أن الوضع سيء جدا.

Melanie durumun çok kötü olduğunu düşünüyor.

لأن المعلومات السلبية تجعلنا نشعر بشكل سيء

çünkü negatif bilgi kötü hissettirir

"أجل أريد بأن يكون يوم الاثنين سيء"؟

'Evet, pazartesi gününü kötü geçirmek istiyorum' diye cevap veren oldu mu?

طعم سيء جدًّا لا يمكن وصفه بكلمات،

O kadar kötü bir tat ki kelimelerle tarif edilemez

فكرة عمل شيء بشكل سيء تُحررك لتبدأ بالعمل.

Kötü yapmak, harekete geçmenizi sağlar.

لم يحدث أن كان لي تقييم سيء أبدًا،

Tek bir kötü eleştiri almamış olan ben

"لماذا أمر بيوم جيد ؟" أو "لماذا أمر بيوم سيء؟ "

''Neden kötü bir gün geçiriyorum'' veya '' neden iyi bir gün geçiriyorum'' sorularına verdiğiniz yanıtlar

أقول لك إنه جنرال سيء ، وأن الإنجليز جنود سيئون ، وسوف

Size onun kötü bir general olduğunu, İngilizlerin kötü askerler olduğunu söylüyorum ve bu sona erecek

أدت الأوامر التي تمت صياغتها بشكل سيء إلى التأخير ، وتمكن جيش التحالف من الفرار.

Kötü hazırlanmış emirler gecikmeye neden oldu ve Koalisyon ordusu kaçmayı başardı.