Examples of using "جيدا" in a sentence and their turkish translations:
O iyi görünüyor.
Kendinize iyi bakın
O, çok iyi şekilde İngilizce konuşur.
O iyi görünüyor.
İyi bir sözlüğüm var.
Judy çok iyi dans eder.
Tom bizi iyi tanır.
aynı zamanda dinleyin.
Mary iyi dans edebilir.
Dün gece çok iyi uyudum.
YouTube güzel bir web sitesi değil.
İyi bir Meksika restoranı buldum.
- Zamanınızı iyi kullanın.
- Vaktini iyi kullan.
- Zamanını iyi kullan.
Bu et iyi kızartıldı.
Fransızca sınavımda iyi yaptım.
dikkatinizi vermenizi istiyorum.
ve bu riskleri ciddiye alırız.
Elektrikli ısıtıcımız iyi çalışmıyor.
Ben bu çevreyi çok iyi bilmiyorum.
Hava bugüne kadar iyiydi.
Bildiğim kadarıyla, o iyi bir öğrenciydi.
Sen ve ben iyi bir takım oluruz.
Eğer Amy buluşmanın iyi geçeceğine göre plan yapsaydı
Benim için bu iyi haber.
Ancal mantıksal tartışma olmadığı için kötü.
peki karıncaların yaprak biti beslediğini
Biz onun hakkında iyi hissediyoruz.
Bu kitap, Japonya'da iyi sattı.
Kore yemeği yenilecek güzel bir mekan tavsiye edebilir misin?
Talihsizliklerin asla tek başına gelmediklerini unutmuyorum.
Ama bunu anlayabilmek için kahraman ve kötüyü
Daha yüksek sesle lütfen, iyi duyamıyorum.
Ballı sıcak limon soğuk algınlığı için iyi bir ilaçtır.
Seni tanıyorum ve sen hiçbir şeysin.
İyi tanımıyorsan, bir kişiyi yargılayamazsın.
Çok az zamanımız var, bu yüzden dikkatlice dinle.
yetimhanem her ne kadar güzel olsa da
Tom Fransızca çalışmak zorunda değil. Zaten onu oldukça iyi konuşabiliyor.
İyi bir koltuk almak amacıyla tiyatroya oldukça erken gittim.
Gitmeden önce kapının kilitli olduğundan emin ol.
İyi dinlenmiş ve karnı tok Kartacalılar muharebe meydanına hazırlar.
Paris sendromu bir tür kültür şokudur. Şehrin moda merkezi imgesine kapılıp Paris'te yaşamaya başlayan, sonrasında yerel adetlere ve kültüre iyi uyum sağlayamayıp, zihinsel dengesini yitiren ve depresyona yakın belirtiler gösteren yabancıları tanımlamak için kullanılan psikiyatrik bir terimdir.