Translation of "اليابان" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "اليابان" in a sentence and their turkish translations:

في اليابان.

Kansai Havalimanı.

- أعيش في اليابان.
- أنا أعيش في اليابان

- Ben Japonya'da yaşıyorum.
- Japonya'da yaşıyorum.

- اليابان قريبة من الصين.
- اليابان قريبة إلى الصين.

Japonya, Çin'e yakındır.

اليابان بلد صناعي.

Japonya bir sanayi ülkesidir.

هذا علم اليابان.

Bu, Japonya bayrağıdır.

- كَم أتمنّى الذهاب إلى اليابان.
- أتمنّى الذهاب إلى اليابان.

Keşke Japonya'ya gidebilsem.

- أتيت إلى اليابان السنة الماضية.
- جئت إلى اليابان العام الماضي.

Japonya'ya geçen yıl geldim.

متى أتيت إلى اليابان؟

Japonya'ya ne zaman geldin?

كان بيل في اليابان.

- Bill, Japonya'daydı.
- Bill Japonya'daydı.

لماذا أتيت إلى اليابان؟

- Neden Japonya'ya geldin?
- Niçin Japonya'ya geldin?

أصبحوا من مواطني اليابان.

Japon vatandaşı oldular.

اليابان معرضة للزلازل بشدة.

Japonya depremlere çok açıktır.

تشتهر اليابان كثيراً بالزلازل.

Japonya depremleriyle çok ünlüdür.

أريد الذهاب إلى اليابان.

Japonya'ya gitmek istiyorum.

ليست اليابان بحجم كندا.

Japonya Kanada kadar büyük değildir.

تضرب الزلازل اليابان بكثرة.

- Depremler sık sık Japonya'yı vurur.
- Depremler sıklıkla Japonya'yı vurur.

اليابان وكوريا الجنوبية جارتان.

Japonya ve Güney Kore komşudur.

ماري تحب اليابان، أليس كذلك؟

Mary Japonya'yı sever, değil mi?

تقع الجزيرة على غرب اليابان.

- Ada Japonya'nın batısında yer alır.
- Ada Japonya'nın batısına doğru uzanır.

هو أحد أعظم فناني اليابان.

Japonya'daki en büyük sanatçılardan biridir.

أصبحت اليابان أمة قوية إقتصاديا.

Japonya ekonomi olarak güçlü bir ulus oldu.

اليابان هي جزء آسيا الشرقي.

Japonya Asya'nın doğu kesiminde yer almaktadır.

أنا من طوكيو عاصمة اليابان.

Ben Tokyo, Japonya' lıyım.

ايهما اكبر ، اليابان ام انكلترا ؟

Hangisi daha büyüktür, Japonya mı yoksa İngiltere mi?

اليابان فقيرة في الموارد الطبيعية.

Japonya doğal kaynaklar bakımından yoksuldur.

أريد أن أذهب إلى اليابان.

Japonya'ya gitmek istiyorum.

تنطبق هذه النّظريّة على اليابان.

Bu teori Japonya için geçerlidir.

ستتحدث جودي عن اليابان غداً.

Judy yarın Japonya hakkında konuşacak.

متى تنوي السفر إلى اليابان؟

Japonya'ya ne zaman hareket etmeyi planlıyorsunuz?

- عدد سكان الصين أكبر من اليابان.
- تعداد سكان الصين أكبر من تعداد اليابان.

Çin'in nüfusu Japonya'dan daha büyüktür.

وهذا هو موقع آخر في اليابان،

Ve bu da Japonya'da bir şantiye.

سيزور الرئيس الفرنسي اليابان الشهر المقبل.

Fransa cumhurbaşkanı gelecek ay Japonyayı ziyaret edecek.

علينا أن نلغي رحلتنا إلى اليابان.

Japonya gezimizi iptal etmeliyiz.

إنها مشهورة في اليابان وأمريكا أيضًا.

O hem Japonya'da hem de Amerika'da iyi tanınmaktadır.

اِشتريت كل كتاب وجدتّه عن اليابان.

Japonya ile ilgili bulabildiğim her kitabı aldım.

طوكيو هي أكبر مدينة في اليابان.

Tokyo Japonya'da en büyük şehirdir.

تعتمد اليابان على نفط البلدان العربية.

Japonya, petrol için Arap ülkelerine güvenir.

إنه لا يعرف الكثير عن اليابان.

Japonya hakkında çok şey bilmez.

هذا الكتاب بيع جيدا في اليابان

Bu kitap, Japonya'da iyi sattı.

جاءت اإلى اليابان عندما كانت صغيرة.

O, Japonya'ya çocuk olarak geldi.

لا أعرف متى جاء بوب إلى اليابان.

Bob'un Japonya'ya ne zaman geldiğini bilmiyorum.

جبل فوجي هو أعلى جبل في اليابان .

Fuji Dağı Japonya’da en yüksek dağdır.

هل هذه أول زيارة لك إلى اليابان؟

- Bu senin Japonya'ya ilk ziyaretin mi?
- Bu, Japonya'ya ilk ziyaretiniz mi?

عندما دُمِرت كل من اليابان وألمانيا بعد الحرب،

Japonya ve Almanya savaştan sonra yıkıldığında

وُقِّعَتْ معاهدة سلام بين اليابان والصين عامَ 1978.

1978 yılında Japonya ve Çin arasında bir barış antlaşmasına varıldı.

سيأتي صديقي جورج إلى اليابان في فصل الرّبيع.

Arkadaşım George ilkbaharda Japonya'ya gidiyor.

في اليابان السنة الدراسية الجديدة تبدأ في أبريل.

Japonya'da yeni bir okul yılı nisan ayında başlar.

في اليابان، ليس بحيرة أكبر من بحيرة بيوا.

Japonya'da, Biwa gölünden daha büyük bir göl yoktur.

هنا على اليسار، لديكم ذ ماجيك لانترن في اليابان.

Solda, Japonya'daki Magic Lantern'ı görüyorsunuz.

ظلت ماري عزباء طوال الفترة التي عاشتها في اليابان.

Mary Japonya'da bütün hayatı boyunca bekar kaldı.

تعتبر اليابان الدولة الرائدة عالميا في صناعة التكنولوجيا المتقدمة.

Japonya dünyanın yüksek teknoloji endüstrisinin lideri.

اليابان مليئة بالمدن الجميلة. على سبيل المثال، كيوتو ونارا.

Japonya güzel şehirlerle doludur. Örneğin, Kyoto ve Nara.

لا يعيش هذا الطائر في اليابان ولا في الصين.

- Bu kuş ne Japonya'da ne de Çin'de yaşar.
- Bu kuş, ne Japonya'da, nede Çin'de yaşar.

‫في "اليابان"، تصل فصيلة أخرى‬ ‫إلى حدود قدرتها على النجاة.‬

Japonya'da ucu ucuna hayatta kalabilen başka bir tür var.

وروسيا بنحو اربعة فاصل ثلاثة وخمسين في المئة تليها اليابان

, ardından yüzde altı virgül yirmi dört ile Hindistan, yaklaşık yüzde dört ile

يبلغ عدد سكان اليابان حوالي مئة و عشرون مليون نسمة.

Japonya'nın nüfusu yaklaşık 120 milyondur.

‫في "اليابان"، أُلهمت من قبل أسطورة‬ ‫الحريشة العملاقة التي تدعى "أوماكادي".‬

Japonya'da, Ōmukade adındaki dev kırkayak efsanesine ilham kaynağı olmuştur.

في آسيا، اليابان تكرم المعاهدة مع بريطانيا وتعلن الحرب على ألمانيا. القوات اليابانية

Asya'da Japonya İngilizlerle olan anlaşmasını onurlandırıp Almanlara savaş açar ve

إذا كان Reis مسطحًا ، فلا يمكنك الانتقال من اليابان إلى أمريكا في مثل هذا الوقت القصير

Reis düz olsa Japonya'dan Amerika'ya o kadar kısa sürede gidemezsin

‫مسؤول عن عدة وفيات في "اليابان"‬ ‫و 1 على الأقل في "أندونيسيا"،‬ ‫إن لم تقتل حقنة الزهرة المميتة هذه،‬

Japonya'da birçok, Endonezya'da ise bir ölümden sorumlu bu ölümcül çiçeğin zehri kurbanını öldürmediği zaman bile

في اليابان، تنزل أمطار ليست بالقليلة خلال موسمنا الماطر الذي يمتد من منتصف يونيو/حزيران إلى منتصف يوليو/تموز.

Japonya'da yağış mevsimi boyunca haziran ayı ortalarından temmuz ortasına kadar sık sık yağmur yağar.