Examples of using "جئت" in a sentence and their turkish translations:
Geldim.
Buraya yalnız geldin mi?
Arkadaşlarımla geldim.
Ben turist olarak geldim.
Buraya nasıl geldin?
Kız arkadaşımı ziyarete geldim.
- İşte bu yüzden buraya geldim.
- Bu yüzden buraya geldim.
Yani hiç görmediğim bir evin kirasını vermek
"Jamal'i görmeye geldim." "İçeri gel."
bazıları ben bu dünyaya çalışmaya mı geldim derken
Yaya geldim.
spor kıyafeti, buram buram ter, sıfır makyajla çıktım karşısına.
diyelim ki ingilizcen yok. Mal bir anına da denk geldin
Japonya'ya geçen yıl geldim.
Buraya dün geldim.
çeşmeye ilk sen varacak olursan, seni arkadaş grubumuza alıyoruz."
çocuklarla yarışıyorsunuz belli bir yere gelmişsiniz ve arkadan şu ses
Ama bizim İngiltere'deki yardım hattımıza gelirseniz, siz de gülüşmeler duyarsınız.
Büyük bir olayın son anını yakalamıştım. "Bu hayvan ne yapıyor?" diyorsun.
Ben daha önce burada bulunmuştum.