Examples of using "أعيش" in a sentence and their turkish translations:
Burada yaşıyorum.
- Ben Japonya'da yaşıyorum.
- Japonya'da yaşıyorum.
Ben yaşamak istiyorum.
Ben, Kobe'de yaşıyorum.
Bedeli hesaplamadan, nedenler olmadan
Himalayalar'da yaşıyorum.
Bir buçuk ciğerle yaşıyorum.
İsveç'te yaşıyorum,
Ben alt katta yaşıyorum.
Buraya yakın yaşıyorum.
Ben Kuzey İsveç'te yaşıyorum.
Aileme ait olan evde yaşıyorum.
Ben dürüst bir yaşam sağlıyorum.
Libya'daki Trablus'ta yaşıyorum.
Lübnan'daki Trablus'ta yaşıyorum.
Çünkü şimdi, bu istatistikleri bizzat yaşıyorum.
Hâlâ Paul olarak yaşadığım zamanlarda
Umarım çok uzun yaşarım.
Burada yaşıyorum.
Artık burada yaşamıyorum.
Ben o tür bir hayat yaşayamam.
Yıllarca askerî karargâhlarda kaldım.
Keşke senin evine yakın yaşayabilsem.
Susuz yaşayabilirim.
Beş yıldır burada yaşıyorum.
Örneğin, yaşadığım şehir Seattle'da
İşte o anda, hayatımı bir köpek gibi yaşama kararı aldım.
iki hayatım olsa
Evde, ailemle birlikte yaşamak istiyorum.
Ben sensiz yaşayabileceğimi sanmıyorum.
Fakat geri döndüm, hala buradayım ve hayatımı yaşıyorum.
Bu, içinde yaşamak istediğim bir dünya değil.
karakterlerimin gözünden o dünyada yaşamaya çalışmak
Suyun çok az olduğu Batı Teksas'ta yaşıyorum.
Chicago'ya gelmeden önce Boston'da yaşıyordum.
New York'ta yaşamak istiyorum.
Sonsuz yaşam istiyorum!
Çok param olmayabilir ama en azından kendi kurallarım çerçevesinde yașıyorum.
Benim mahallede yaşamaz.
Bir çocuk olarak devasa Atlantik Okyanusu'nun gücüyle yaşamak inanılmaz heyecanlıydı.
Sana yemin ederim ki hayatta tek bir amaçla yaşayacağım: seni mutlu etmek.
Sensiz yaşayamam.
Bu güzel bir yer ama burada yaşamak istemiyorum.