Translation of "الماضي" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "الماضي" in a sentence and their turkish translations:

من الماضي

Henüz geçmişten gelen

لننسى الماضي.

Geçmişi unutalım.

بصور الماضي الوردية،

her zaman düşüş olduğuna dair kendinizi kandırırsınız.

ودفعت إلى الماضي

Ve geçmişe itildi

تذكر العام الماضي.

Geçen yılı hatırla.

الماضي هو الماضي. لا يوجد شىء تفعلهُ حيال ذلك.

Geçmiş geçmişte kalmıştır. Onun hakkında yapabileceğin hiçbir şey yok.

وأحيانًا نقرأ لنفهم الماضي.

Bazense geçmişi anlamak için.

آمالي مكسورة في الماضي

geçmişte kırılan umutlarım onarıldı

على مدى العقد الماضي،

Son on yıl içinde,

يجلب الحياة لعوالم الماضي.

geçmiş dünyaları canlandırıyor.

جداتنا وأمهاتنا في الماضي

Geçmiş dönemde nenelerimiz, annelerimiz

افتُتحت المستشفى الشهر الماضي.

Hastane geçen ay açıldı.

غيرت عنواني الشهر الماضي.

Geçen ay adresimi değiştirdim.

ماذا حصل الأسبوع الماضي؟

Geçen hafta ne oldu?

كنت مشغولاً الأسبوع الماضي.

Geçen hafta meşguldün.

إلى الماضي، تحديداً عام 2017.

2017 yılından öncesine.

بشكل ملحوظ خلال العقد الماضي.

son on yılda ciddi anlamda yavaşladı.

في مراكز الاقتراع العام الماضي،

Geçen yıl oylama merkezinde,

لذلك رحلة إلى الماضي ضرورية

yani geçmişe bir yolculuk yapmak gerekiyor

ذهبت للتبضع يوم السبت الماضي.

Geçen Cumartesi alışverişe gittim.

كان محصول العام الماضي سيئا.

Geçen yıl kötü bir hasat vardı.

كنت مشغولا جدا الأسبوع الماضي.

Geçen hafta çok meşguldüm.

بدأت تعلّم الصينية الأسبوع الماضي.

Ben geçen hafta Çince öğrenmeye başladım.

ذهبنا إلى هوكايدو الصيف الماضي.

Geçen Yaz biz Hokkaido'ya gittik.

اشتريت سيارة جديدة الاسبوع الماضي.

Geçen hafta yeni bir araba satın aldım.

بُني هذا الفندق العام الماضي.

Bu otel geçen yıl yapıldı.

أقلع عن التدخين العام الماضي.

O, geçen yıl sigara içmeyi bıraktı.

ذهبنا إلى المتحف الأسبوع الماضي.

Geçen hafta müzeye gittik.

تم اتهام توم الشهر الماضي.

Tom geçen ay mahkemeye verildi.

لقد ترك المدرسة الأسبوع الماضي.

Zaten geçen hafta okulu bırakmıştı.

نطق سامي بالشّهادة الأسبوع الماضي.

- Sami geçen hafta kelimeişehadet getirdi.
- Sami geçen hafta Müslüman oldu.

وفي العام الماضي، نشرنا أخيرًا دليلًا

Geçen yıl sonunda kanıtlar yayınladık,

التانغو هو حنين نقيّ إلى الماضي.

tango saf nostaljidir.

لا تقلق لن نعلق في الماضي

Merak etmeyin geçmişe takılıp kalmayacağız

شاهدنا فلماً مضحكاً يوم الأحد الماضي.

Geçen Pazar komik bir film izledik.

هل كانوا مشغولين في الإسبوع الماضي؟

Onlar geçen hafta meşgul müydü?

أصيب أبي بذات الرئة الشهر الماضي.

Babam geçen ay zatürreye yakalandı.

الشتاء الماضي، ذهبت إلى كندا للتزلّج.

Geçen kış kayak yapmak için Kanada'ya gittim.

اشترى تارو سيارة مستعملة الأسبوع الماضي.

Taro geçen hafta kullanılmış bir araba aldı.

هل كان في هوكّايدو العام الماضي؟

O, geçen yıl Hokkaido'da mıydı?

إلى أين ذهبت نهاية الأسبوع الماضي؟

Geçen hafta sonu nereye gittiniz?

كل شيء كان أفضل في الماضي.

Geçmişte her şey daha iyiydi.

لا يمكن لتوم أن ينسى الماضي.

Tom, geçmişin gitmesine izin veremez.

سافر توم كثيرا في العام الماضي

Tom geçen sene çok seyahat etti.

لكن هذا لا يعني أن الماضي يمنعك .

seni engelleyen şeyin geçmiş olduğu anlamı çıkmaz.

الشهر الماضي، كنت أتحدث مع صديقة لي

Daha geçen ay, bir kadın arkadaşımla laflıyorduk

في يناير الماضي، استغللت الفرصة وهاتفت أبي

Geçtiğimiz Ocak ayında risk alıp babamı doğum gününde aradım

وبالربيع الماضي، حظيت بزيارة لمدة ثلاث ساعات.

Geçtiğimiz bahar üç saat süren telafi edici bir görüşmemiz oldu.

في العام الماضي فقط، راجعنا هذه الأنظمة

Bu sistemleri geçen yıl revize ettik

لقد قمنا في الماضي بتعريف الجنس أنّه

Geleneksel olarak cinsellik eylemini

الحديث عن التحضر في الماضي بالمقارنة بالحاضر،

Medeni konuşmayla ilgili o dönemde ve şu anda olan şudur ki

لقد بدأت القصة خلال أربعينيات القرن الماضي

Her şey 1940'larda

في الماضي ، استخدمت كل مدينة ساعتها الخاصة

Daha öncelerde her şehir kendi saatini kullanıyordu

وصلت أسعار الأسهم ذروتها في يوليو الماضي.

Stok geçen temmuz ayında yüksek noktaya ulaştı.

لقد كان عيد ميلادي الثلاثين الأسبوع الماضي.

Geçen hafta otuzuncu doğum günüm vardı.

ال ١٧ دفتر التي اشتريتها العام الماضي

Geçen yıl aldığım 17 Moleskine defter,

أثلجت هذا العام أكثر من العام الماضي.

Bu yıl geçen yıldan daha çok kar yağdı.

اتصل بي توم مرات كثيرة الأسبوع الماضي.

Tom geçtiğimiz hafta beni defalarca aradı.

لم يسكن توم في بوسطن العام الماضي.

Tom geçen yıl Boston'da yaşamadı.

لا يجود رمز شعبي في الحاضر أو الماضي

geçmiş ya da gelecekteki tanınmış isimlerden hiçbiri

إذا كنتم فعلا اشتريتم بطاقة خلال الشهر الماضي .

elini indirsin.

نحن نتوقع أن يكون المستقبل كما كان الماضي.

Geçmiş nasılsa geleceğin de öyle olmasını bekliyoruz,

وتحيز الإدراك المتأخر يغير ذاكرتنا حول واقع الماضي،

ve geri görüş önyargısı geçmiş gerçeklik hakkındaki hafızamızı değiştirir.

بالنسبة إلى بناتي، ليبسي وجريتا، كان الأسبوع الماضي.

Kızlarım Lipsi ve Greta için bu durum geçen hafta geçerliydi.

كمتبع لمذهب الإنسانية، أعتقد بأن الماضي قد ولّى،

Bu yüzden bir hümanist olarak geçmişin geçtiğine inanıyorum;

ولكن إذا قال هذا الرجل "أ" في الماضي

fakat bu adam geçmişte 'A' dediyse

ومحاولة منع الشخص الذي ذهب إلى الماضي وقتله

Ve geçmişe gidip onu öldüren kişiyi engellemeye çalışıyor

ذكرت للتو الآن ، ولكن كل شيء من الماضي

Ya az önce şimdilerden bahsettim ama hepsi geçmişte kaldı

ألا يجب أن تكون هديتي في الماضي الآن؟

Benim şimdilerim şu an geçmişte öylece duruyor olması gerekmez mi?

أنا لم أركَ في حفلة الكوكتيل الإسبوع الماضي.

Geçen hafta sonu seni kokteyl partimde görmedim.

أنا غادرت شانكاهاي العام الماضي ولم أعُد بعد.

Geçen sene Şanghay'dan ayrıldım ve henüz dönmedim.

- عملت كثيرا الشهر الفائت.
- عملت بجد الشهر الماضي.

Geçen ay çok çalıştım.

أتذكر أنه سبق و أن رأيتها في الماضي.

Onu daha önce gördüğümü hatırlıyorum.

تحتاج أن تعرف قليلًا عن الماضي الخاص بي.

benim geçmişimi biraz bilmelisiniz.

ولا بالمشاعر التي تنتابكم عند رؤية صور من الماضي.

ve eski fotoğraflarınıza bakarken hissettiğiniz duygularla ilişkili değil.

وطريقة رد فعل الناس في الماضي أمام التغيرات الضخمة

ve insanların geçmişte devrimlere, dönüşümlere

ستجدونها مماثلة لإنتاجية أمريكا الشمالية في أربعينات القرن الماضي.

1940'ta Kuzey Amerika ürünlerinin olduğu yerde.

تمت تجربته من خلال تدمير الدولة وتقسيمها في الماضي

geçmiş yıllarda devleti yıkmakla ve bölmekle yargılanmış bir

الأكاذيب التي بدأت مع صديق في الماضي ، بدأت مع

geçmişte bir arkadaşa bakıp çıkacaktım ile başlayıp günümüze kadar gelişerek gelen yalanlar

ولكن مرة أخرى ، لا يمكننا تسمية الماضي أو المستقبل.

Fakat yine buna geçmiş veya gelecek ismini veremeyiz

اكتوبر من العام الماضي. اختار ملتقى الحوار السياسي الليبي

. Birleşmiş Milletler himayesinde Cenevre'de düzenlenen

القرن الماضي على ايجاد طرقٍ للزراعة وتحقيقٍ للاكتفاء الذاتي

toprağı yeniden düzenleyerek ve çölü tam anlamıyla yetiştirmenin uygun yollarını bularak

في العام الماضي، عندما تخرجنا أنا وأصدقائي من المدرسة الثانوية،

Geçen yıl arkadaşlarımla liseden mezun olurken

فازت هذه التقنية بجائزة نوبل للفيزياء في سبعينيات القرن الماضي.

70'li yıllarda Fizik alanında Nobel Ödülü aldı

إذا كنا نعيش الآن ، فلا يمكننا الحديث عن الماضي والمستقبل.

Eğer biz şimdilerde yaşıyorsak geçmiş ve gelecek kavramından söz edemeyiz

- أتيت إلى اليابان السنة الماضية.
- جئت إلى اليابان العام الماضي.

Japonya'ya geçen yıl geldim.

- اشتريت كمبيوتر جديد الشهر الفائت.
- اشتريت حاسوباً جديداً الشهر الماضي.

Geçen ay yeni bir bilgisayar aldım.

- كنت في لندن الشهر الفائت.
- كنت في لندن الشهر الماضي.

Geçen ay Londra'daydım.

أريد أن آخذكم في جولة إلى الماضي، قبل قرنين من الزمان.

sizi birkaç yüzyıl geriye götürmem gerek.

لقد شهدنا على مدى القرن الماضي العديد من الاختراعات المثيرة للاهتمام.

Geçtiğimiz yüzyılda pek çok ilginç yenilik gördük.

هذه المرة يبحث الرجل عن سبب عدم تمكني من تغيير الماضي

Adam bu sefer geçmişi neden değiştiremedim diye arayışlara giriyor

واعيد طرح المشروع من جديد في سبعينيات القرن الماضي لكنه بقى

ve proje geçen yüzyılın yetmişli yıllarında yeniden tanıtıldı, ancak

في مثل هذا الوقت من العام الماضي، كان مسافرًا إلى الفلبين.

Geçtiğimiz yıl bu zamanda Filipinler'de geziyordu.

قضت ماري وقت فراغها الأسبوع الماضي في إجابة التهاني بعيد ميلادها.

Mary geçen hafta bütün boş zamanını doğum günü tebriklerine cevap vererek geçirdi.

في بداية العقد الأول من القرن الماضي، وقبل أن يستولي عليها هتلر،

1900'lerin başında, Hitler tarafından tahsis edilmeden önce

- لم أذهب إلى المدرسة الشهر الفائت.
- لم أذهب إلى المدرسة الشهر الماضي.

Geçen ay okula gitmedim.

يطلب مني الجميع طوال الوقت أن أقول إنني لن أعود إلى الماضي أبداً

Her zaman, önceye dönmeyi hiç istemediğimi

لأنه إذا ذهبت إلى الماضي وقتلت والدك ، فلن تكون كذلك. هذا يعني مفارقة.

Çünkü geçmişe gidip babanızı öldürürseniz siz olmazsınız. İşte bu da paradoks demektir.