Examples of using "المتاعب" in a sentence and their turkish translations:
Ona bir sürü sorun yarattım.
Tom bana çok sorun çıkarıyor.
Peki ya olmayanlar. Geçim sıkıntısını zaten çekenler ne olacak?
Bu bölgede sizi mahvedebilecek bir şey olmadığından emin olmalısınız. Şuna bakın.
Bir çıngıraklı yılan tarafından ısırılır ve yardım alamazsanız başınız cidden belaya girebilir.