Translation of "أولئك" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "أولئك" in a sentence and their turkish translations:

أولئك الذين يطيرون

uçak yolculuğu yapanlar bilir

أعرف أولئك الفتيات.

Şu kızları tanıyorum.

وبوسع أولئك الذين أحبوا القصص

Hikâyeleri en çok sevenler daha çok problem çözebilir.

ولكن أولئك الذين يقودون يُلهموننا.

Fakat öncülük yapanlar bizlere ilham verirler.

لأنني الآن أتحدث عن أولئك البيض،

çünkü şu anda, diğer beyaz insanlar hakkında konuşmuyorum

وكل واحد من أولئك الزعماء سيوافق

O liderlerin her biri hemfikirdir ki

تم القبض على أولئك الذين نجوا

Hayatta kalanlar tutsak alınıyor.

حسنا ، أولئك الذين يرتدون فاس ويكذبون

iyi de başına fes takıp yalan söyleyenler

أولئك الذين يتساءلون يرجى النظر هناك

merak edenler lütfen oraya baksın

أولئك الذين لا يعرفون هذا يقودون

bunu bilmeyenler şunun için sürüyor

لجميع أولئك الذين يعشقون العصر النابليوني.

en kaliteli hediyeleri ve hediyelikleri sunmaktadır.

ينمو أولئك الأطفال وهم لا يحترمون ذواتهم

Bu çocuklar düşük öz saygı ile büyür

- أعرف أولئك الفتيات.
- أنا أعرف هؤلاء الفتيات

Şu kızları tanıyorum.

أولئك الذين أمامنا يمكن أن يذهبوا أكثر بكثير

bizden öncekiler çok daha fazla gidebiliyordu

أولئك الذين يقولون أنني أريد البقاء في المستشفى

Hastanede yatmak istiyorum diyenler

أولئك الذين يمكن أن يكونوا لائقين لغزو العالم ".

Dünyayı fethetmeye uygun olabilecekler. "

مع أولئك الذين يبيعون ما تبقّى من أدويتهم الخاصة.

bu ilaçları satan kişiler arasında bağlantı kuruyor.

ولكن عند أولئك الأشخاص الّذين كانوا محرومين من النّوم،

Uyku yoksunu insanlarda ise

حتى أولئك الذين لا يريدون أن يتم التعبير عنهم

hatta ve hatta dile bile getirilmemesini isteyen kesim

ولكن لا يزال من بين أولئك الذين لا يحبون

ama yine de sevenler içinde sevmeyenler içinde

دع أولئك الذين يركبون الطائرة ينظرون من النافذة بعين

uçağa binenler şöyle göz ucuyla pencereden dışarıya bir baksın

حتى أولئك المرضى حقا لا يريدون دخول الحجر الصحي

Gerçekten hasta olan bile karantinaya girmek istemiyor

أثار هذا الصبي إعجاب أولئك الذين رأوا جمال الملاك

Bu çocuk meleğin güzelliği görenleri hayran bıraktı

يعلن أولئك الذين لا يتفقون معهم على أنهم إرهابيون

kendi fikrinde olmayanları terörist ilan ediyor

أولئك الذين يأتون من الخلف يتركون أيضًا آثارًا كيميائية بمفردهم

arkadan gelenler de yalnız, kimyasal izler bırakıyorlar

‫ومن أولئك مقتفي الآثار البارعين‬ ‫الذين عملت معهم في "كالاهاري".‬

ve Kalahari'de çalıştığım usta izcilerden ilham aldım.

هل سنضطر للجوء إلى التغطية الاجتماعية لإنقاذ حياة أولئك الذين نحبهم؟

kitlesel fon yaratmak zorunda mı kalacağız?

أولئك الذين يريدون قبول صلاتهم يتنفسون مرة أخرى في تلك المنطقة

duasının kabul olmasını isteyenler yine o bölgede soluğu alıyorlar

أولئك الذين ليس لديهم أطفال يذهبون إلى تلك المنطقة مرة أخرى

çocuğu olmayanlar ise yine o bölgeye gidiyorlar

كنت أظل ناظرًا لأرضية الغرفة ولا أنظر فى أعين أولئك الطلاب.

Yere bakıp göz kontağı kurmazken

أولئك الذين مارسوا المحاماة لمدة خمس سنوات يتقدمون مباشرة إلى وزارة العدل

5 yıl avukatlık yapmış olanlar direkt Adalet Bakanlığı'na başvuruyorlar

على الرغم من أن أولئك الذين يحبون السلطة ينتقدون عندما ينتقدون السلطة ،

iktidarı eleştirdiğinde iktidarı sevenler eleştirse de

أولئك الذين واجهوا الهجوم الإفرنجي عانوا من خسائر فادحة، لكنهم تمكنوا من

Fransız liderle karşılaşanlar ağır kayıplar verdiler ama

أولئك الذين تعرضوا للضرب بالخدوش والخدوش ، كانوا يحلقون أبعد من تلك الجديدة.

Çentikler ve çizikler ile dövülenler yenilerden daha uzağa uçuyorlardı.

ماذا عن أولئك الذين لا؟ ماذا سيحدث لأولئك الذين يعانون بالفعل من المتاعب؟

Peki ya olmayanlar. Geçim sıkıntısını zaten çekenler ne olacak?

وكان بيرتييه من بين أولئك الذين حاولوا إقناع نابليون بوقف التقدم في سمولينسك.

ve Berthier, Napolyon'u Smolensk'teki ilerlemeyi durdurmaya ikna etmeye çalışanlar arasındaydı.

حتى نابليون تساءل عما إذا كان شديد القسوة ، فرد عليه سولت ، "أولئك الذين

Napolyon bile onun çok şiddetli olup olmadığını merak etti, Soult cevap verdi, “

نحن نتحدث عن فترة قتل فيها أولئك الذين يقولون إن العالم يدور تحت التعذيب

Dünya dönüyor diyenlerin işkence ile öldürüldüğü bir dönemden bahsediyoruz

أولئك الذين يشاهدون الآن يقولون أن هذا هو نفس صديقي ، هل تقول أنك لا تقول نعم ، هذا صديقك

şuan izleyenler şey diyor bu benim aynı şu arkadaşım demiyomusunuz diyorsunuz evet işte o arkadaşınız