Translation of "الذين" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "الذين" in a sentence and their turkish translations:

غير التقليديين، الذين لم يكونوا... الذين استخدموا عقولهم،

Düzene karşıydık. Kafamızı kullanıyorduk,

أولئك الذين يطيرون

uçak yolculuğu yapanlar bilir

كرامة الذين قتله

Onu öldüren haysiyet yoksunu kişilerin yüreğinden

والتي تخبر قصص الذين يملكون بدلاً من الذين لا يملكون.

yoksulların hikâyelerinden ziyade varlıklıların hikâyelerini anlatan.

الذين بالنهاية سيعوقان طريقك.

dışarı çıkaracaktır.

الذين يدرسون الرياضيات التقليدية

20 yılı aşkın bir zaman diliminde

الناس الذين نفذوا السياسة

Politikayı uygulayan kişilerin

الأشخاص الذين يسافرون بالطائرة

Uçak yolculuğu yapan insanlar

الذين بدت دروعهم منيعة.

ve bu şövalyelerin zırhları nadirdi.

الأشخاص الذين رفعوا معنوياتنا،

moralimizi yüksek tutmamızı,

- إن الذين ينسون كل شيء سعداء.
- الذين ينسون كل شيء سعداء.

Her şeyi unutanlar mutludur.

الذين هم أحفاد الديناصورات المباشرة،

yani kuşları incelemeye koyulduk;

الذين هم أقرب أقربائهم الأحياء،

yani timsahları mercek altına aldık;

الذين شجعوني في كل الظروف.

mükemmel arkadaşlarla onurlandırıldım.

وبوسع أولئك الذين أحبوا القصص

Hikâyeleri en çok sevenler daha çok problem çözebilir.

أعني بذلك الذين يأتون محمولين،

İçeri zor bela taşınanları,

الناس الذين عاشوا في 2018.

2018'deki insanları sorarlar.

والناس الذين يعيشون مع العواقب.

ve sonuçlarıyla yaşayan insanların hikayeleri.

وأولئك الذين هم في المدارس

Okula gidebilenler ise

شعبنا الذين يتبرعون لكل شيء

Her şeye bağış yapan halkımız

رجال صالحون الذين لا يهربون.

iyi doğmuş erkekler, kaçmayanlar.

الأشخاص الذين نربطهم بأحفاد العبيد،

kölelerin soyundan geldiğini söylediğimiz insanlar

ولكن أولئك الذين يقودون يُلهموننا.

Fakat öncülük yapanlar bizlere ilham verirler.

ماذا عن أولئك الذين لا؟ ماذا سيحدث لأولئك الذين يعانون بالفعل من المتاعب؟

Peki ya olmayanlar. Geçim sıkıntısını zaten çekenler ne olacak?

يُقال أن اليابانيينَ ودودون جداً لأولئك الذين يعرفونهم، ولامبالين جداً بأوئلك الذين لا يعرفونهم.

Japonların tanıdıklarına karşı çok cana yakın oldukları ve tanımadıklarına çok ilgisiz oldukları söyleniyor.

الابطال هم الشجعاء الذين يقودون المجتمع،

Kahramanlar cesur, yiğit, başkalarına önderlik edebilen,

الذين تبيّن أنهم مهتمون بشرفهم وسمعتهم

kendi adlarını ve şereflerini önemsiyor gibi görünen

الذين حدث لهم تصادم الرأس بالرأس

rugbi oyuncuları görüyoruz.

الذين عانوا من الفيروس بعد تطعيمهم،

güvenli ve etkin olması için araştırılmasını

ونحن الذين نحاول ببساطة القيام بعملنا

ve sadece işini yapmaya çalışan bizleri

الذين يتوقفون عند المعاني المجازية للقلب،

onlar kalbin mecazi anlamlarıyla ilgileniyorlar

ونخطيء الرجال الذين لديهم ميول انتحارية.

ve erkekleri intiharı düşündüğü için hatalı görüyoruz.

من قبل نفس الأشخاص الذين اغتصبوها؟

ve doğum yapmak zorunda olmasından sonra mı?

والمتسابقون الذين اشتركوا في هذه المسابقة

Ve bize gelen yarışmacılar da son derece deneyimsizliği ile

الذين سيقودون ويدفعون بالتنمية الوطنية للبلاد.

ve çok yetenekli genç nüfusumuz olacak.

الذين يتطلعون إلى فرصة أفضل فقط

akıl almaz fikirlerini, umutlarını ve isteklerini

الخبراء، الذين ولدوا بين 1922 و1943،

1922 ile 1943 yılları arasında doğmuş olan gaziler,

الذين لا يجدون العدة والعتاد لذلك.

ne denli önemli olduğunu gösterebilirdim.

كم عدد الذين فهموا هذا الشكل؟

Bunu kaçınız hatırlıyor?

المئات فقط الذين يصبحون مذيعي رياضة.

günümüzde yalnızca yüzlerce insan spor spikeri olabiliyor.

نرافق فقط الأشخاص الذين يفكرون مثلنا

Bizim gibi düşünen insanlarla vakit geçiriyoruz

تم القبض على أولئك الذين نجوا

Hayatta kalanlar tutsak alınıyor.

هم الذين حين يستقيلون من عملهم،

görevden ayrılırken arkalarında

هي: كم عدد الأشخاص الذين تحبهم؟

Ne kadar insanı seviyorsun?

ليس الأوروبيين الذين يدنسون الإسلام حقا

gerçekten İslamiyeti kirleten Avrupalılar değil

المعلمين غير المهرة الذين أصبحوا سيئين

ahı gitmiş vahı kalmış vasıfsız öğretmenler

الناس الذين يصنعون رجل حسن النية

iyi niyetli bir adamı çıkarcı insanları

حسنا ، أولئك الذين يرتدون فاس ويكذبون

iyi de başına fes takıp yalan söyleyenler

أولئك الذين يتساءلون يرجى النظر هناك

merak edenler lütfen oraya baksın

والأشخاص الذين يعانقون هواتفهم لطلب المساعدة

ve yardım istemek için telefonuna sarılıyor insanlar

الأصدقاء الذين يتقاسمون الرسوم مع المحامي

Avukat ile ücreti paylaşıyorlarmış arkadaşlar

أولئك الذين لا يعرفون هذا يقودون

bunu bilmeyenler şunun için sürüyor

الأشخاص الذين يحتاجون حقًا إلى العلاج

Gerçekten tedaviye ihtiyaç olan insanlar

لجميع أولئك الذين يعشقون العصر النابليوني.

en kaliteli hediyeleri ve hediyelikleri sunmaktadır.

الذين كانوا يقتربون لتعزيز الطليعة الصليبية.

Macarlar, Haçlıları güçlendirmek için geldi.

أو الأشخاص الذين يؤدون العمل اليدوي.

veya doğal doğum yapmış insanlar.

أن الاطفال الذين يكبرون في المؤسسات،

kurumlarda yetişen çocuklar,

الذين زاروا هؤلاء الأطفال وتطوعوا ووهبوا،

çocukları ziyaret eden, gönüllü olan bağış yapan insanlar

يقول الأشخاص الذين زاروا هذه المنطقة

Bu bölgeyi daha önce ziyaret etmiş olanlar,

هم الذين يطلق عليهم ضحايا الحرب.

Onlar sözde savaş mağdurlarıdır.

جميع الرجال الذين اعرفهم يحبون السيارات

Tanıdığım adamların hepsi arabaları seviyor!

الذين مروا بجميع الأعمال التجارية كهذه

gerçekten ikna edici ve iddialı tiplerin

الذين عاشوا في لندن، ويعرفون المدينة جيدًا،

ve nihayet , nihayet, nihayet

أشعر بالكثير من الامتنان تجاه الذين سبقوني،

benden önce yaşamış olup hayatlarını kendi istediği gibi yaşamış

سواء للأشخاص الذين كانوا يعيشون في جماعات

hem de en önemlisi dışlananlar için

ومن السبعة مليار الذين يتناولون الطعام يوميا

ve her gün yemek yiyen yedi milyar insandan biriyseniz

أحفادهم، الذين هم أجيال تحررت من العبودية،

Onların torunları, esaretin nesilleri

بمجرد أن نفهم أن الأشخاص الذين يشبهوننا

Irkçılık düşüncesinin en başta bizim gibi görünen

ويربط المستخدمين الذين يسألون عن أدوية معينة

Özel ilaç arayan kişilerle

أن الأشخاص نفسهم الذين تم التخلي عنهم

Daha önce kendilerinden vazgeçilen kişiler

الذين يعيشون في منطقة (هندو كوش هيمالايا)،

Hindukuş-Himalaya bölgesinde,

الناس الذين يعيشون المصب سيتأثرون أيضًا بشدة.

Akıntının yönünde yaşayan insanları da kötü vuracak.

والأشخاص الذين لديهم محل سيطرة داخلي قوي،

ve güçlü bir içsel kontrol odağa sahip insanların

الذين يستخدمون البلاستيك الاجتماعي مباشرة في منتجاتهم.

sosyal plastiği doğrudan üretimde kullanıyor.

أحيانا موظفي الشرطة الذين يواجهون إجراءات تأديبية

Disiplin soruşturmaları ile uğraşan kamu görevlileri,

سأعطيك مثالا من الناس الذين يحبون دولتهم.

Devletini çok seven kişilerden örnek vereceğim size

إطلاق القمر والأشخاص الاستثنائيين الذين تغلبوا عليها.

ve bunların üstesinden gelen olağanüstü insanları incelediği için bir sonraki adım için harika bir yer olacaktır .

للنبلاء الإفرنجيين الذين كانوا على ثقة بإمكانياتهم.

Fransız asillerine verdi ve onlara güvendi.

معضم الأطفال الذين أخرجناهم من الدار الأيتام

Yetimhaneden aldığımız çocukların çoğu

الذين كثيرا ما أساءوا معاملة السكان المسيحيين.

Hıristiyan nüfusa sürekli kötü muamele eden Frenk birliklerinin edepsizliğini vurguladılar.

نحنُ لسنا الوحيدين الذين يعتقدون أنهُ برئ.

Onun masum olduğuna inanan sadece biz değiliz.

كم عدد السياح الذين يزورون هذا المعبد ؟

Bu tapınağı kaç tane turist ziyaret ediyor?

أحد الذين حضروا الدورة ذهب إلى الصائغ.

Bizim kursa katılan adamlardan bir tanesi kuyumcuya gitmiş.

نضغط على أطفالنا الذين لا يستطيعون التحليق،

Uçamayan çocuklarımıza da baskı yapıyoruz,

لكن أحد الفلاسفة الذين أستمتع بقراءة كتبهم

ama okumaktan en çok zevk aldığım filozoflardan biri

توم لا يحب الأشخاص الذين يغضبون بسهولة.

Tom kolayca sinirlenen insanlardan hoşlanmaz.

الذين، في النهاية، يعملون لدى هؤلاء الثلاثة بالمئة.

%97'nin bir parçası da olabilirsiniz.

فـ ذكره سيخلد عن طريق الناس الذين أحبوه.

Onu seven bizler tarafından hep hatırlanacak.

الذين يستهلكون أقل من الكمية اليومية الموصى بها

günlük besin alım miktarının altında olan

من بين هؤلاء الناس الذين شبه أُسكِتت أصواتهم

Bu neredeyse susturulmuş insanlar arasında

وفي النهاية، لأولئك الذين يختلفون عنّا في المظهر.

nasıl genişlettiğimizi değiştirme fikrine sahip bir kozmetik şirketi kurdum.

عندما أخبرهم كيف يبكي الرجال الذين أعرفهم أمامي

bazı kadınların yüzlerinde oluşan ifadeyi tarif etmem mümkün değil.

طريق جمع أفكار الأشخاص الذين فكروا حتى الآن.

bir araya getirerek yazılar yazabileceğimi anlıyorum.

عادة لأن الناس الذين قابلتهم هكذا دائما خذلوني،

Genelde böyle tanıştığım insanlar beni hep hayal kırıklığına uğrattıkları için,

التعاسة دائما، والتشاؤم، والناس الذين لا وطن لهم،

Hep mutsuzluktan, karamsarlıktan, ülkesiz kalmış insanlardan,

الذين يرتدون الصليب المعقوف وأغطية رأس ومشاعل تيكي.

gamalı haç, kukuleta ve meşalelerle dolaşanları konuşmuyorum.

ولم يكن المستكشفون فقط الذين قاموا بالشيء الصحيح.

Doğru şeyi yapanlar sadece sondajcılar değildi.

بأن الأشخاص الذين مثلي لم ينجحوا في هوليوود.

benim gibilerin iş yapmadığına dair uyarmıştı.

نصف هؤلاء الذين يُدعون خبراء سيكونون على خطأ

Bu uzman addedilenlerin yarısı hatalı çıkacak.

وافق معظم الأشخاص الذين تواصلت معهم على مقابلتي.

Yaklaştığım insanların büyük çoğunluğu benimle buluşmayı kabul etti.