Examples of using "الحقيقية" in a sentence and their turkish translations:
bu sebeple gerçekleşme sebeplerini
şaka bir yana tabi ki de gerçek yöntem
Fadıl çok geçmeden gerçek niyetini gösterdi.
Açıkçası, gerçek erkeklik rozetini takmak için
Hiçbir şey gerçek arkadaşlıkları bulandıramaz.
kendi bütün ve gerçek kişiliğimle var olmaya hazırım.
Bence bu teknolojinin gerçek gücü işte bu.
Da Vinci'nin gerçek fırça darbelerine rastlayamıyoruz
Ama gerçek hayatta, etkiyi önleme yeteneğimiz
Yine noktalar burada, böylece projeksiyonun şekli bozarken
Dünyamızdaki gerçek süreçleri anlamamıza yardım edebilirler.
peki gerçek hayatta hiç mi böyle bir şey yoktu
Birkaç aylık flörtten sonra Fadıl'ın gerçek niyeti ortaya çıktı.
- Fadıl gerçek renklerini gösterdi. O bir korkaktı.
- Fadıl gerçek rengini belli etti. O bir korkaktı.
- Fadıl gerçek niyetini gösterdi. O bir korkaktı.
Dima kızgın bir sesle sordu: "Nubz? Bu bir oyun değil Saib! Bu hayatın kendisi!