Translation of "أكون" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "أكون" in a sentence and their turkish translations:

أكون أو لا أكون؟

Olmak ya da olmamak?

بأن أكون الأولى، بأن أكون حجر الدومينو.

ilk olmak ve o ilk domino taşı olmak.

أُفضِّلُ أن أكون عصفورًا على أن أكون سمكة.

Bir balık olmaktansa bir kuş olmayı yeğlerim.

لا أريد أن أكون ثقيلَ الظِّل، أريد أن أكون رائعًا!!

Ben topal olmak istemiyorum. Ben klas olmak istiyorum.

قد أكون أفضل صديق لك . وقد أكون أسوء عدو لك

Ben senin en iyi arkadaşın ya da en kötü düşmanın olabilirim.

عندما أكون خلف الكاميرا،

Ben kameranın arkasındayken

ولن أكون قوياً كأصدقائي،

asla arkadaşlarım kadar güçlü olamayacağımı

الآن، دعوني أكون واضحه:

Daha açık konuşayım:

أريد أن أكون هنا

Burada olmak istiyorum.

قد أكون صديقك الوحيد.

Tek arkadaşın olabilirim.

أتمنى أن أكون طبيبا.

Bir doktor olmak istiyorum.

أملت أن أكون مخطئا.

Ben hatalı olduğumu umuyordum.

أحب أن أكون معها.

Onunla olmayı seviyorum.

أريد أن أكون حراً.

Özgürlük istiyorum.

أريد أن أكون مسلما.

Bir müslüman olmak istiyorum.

بدلًا من أكون خبيرة مرونة،

Dayanıklılık uzmanı olmak yerine,

لأستيقظ غير مدركة من أكون،

Kim olduğumu bilmeden uyanıyorum,

وحيثما أكون، سأكون إلى جانبكم،

Nerede olursam olayım, senin yanında olacağım.

معه. لن أكون هنا غداً.

Onunla. Yarın burada olmayacağım.

لا أحب أن أكون وحدي.

Ben yalnız olmaktan hoşlanmam.

هذه المرة الأولى أكون هنا

Burada ilk bulunuşum.

أردت أن أكون في باريس.

Paris'e gitmek istedim.

أُريد أن أكون رائد فضاء.

Astronot olmak istiyorum.

لا أحب أن أكون محكوما

Kontrol edilmekten hoşlanmam.

أنا أحاول أن أكون سعيدا.

Mutlu olmaya çalışıyorum.

هدفي هو أن أكون سعيداً.

Benim amacım mutlu olmak.

إنك لا تعرف من أكون.

Kim olduğumu bilmiyorsun.

كنت أحاول أن أكون مهذّبا.

Kibar olmaya çalışıyordum.

لن أكون جيدة بما فيه الكفاية

Güzelliği dıştan içe tanımlayan bir sektör için

وأن أكون محترمة بكل صفاتي الأنثوية

Bütün kadınlığım içinde saygı görmek istiyorum

غالبًا عندما أكون بين عامة الناس،

Dışarıda olduğumda

وبينما أحب أن أكون من هؤلاء

Sıfırdan sosyal değişime öncülük eden insanlardan biri

اعتدتُ أن أكون مرحة في الحفلات،

Partilerde eskiden eğlenirdim

لذلك يجب أن أكون على الأرض.

Dünya'ya inmek durumunda kalıyorum

وأريد أن أكون واضحًة جدًا هنا

Burada gerçekten netleştirmek isterim ki,

كان طموحي أن أكون مراسلة حربية،

Hayalim bir savaş muhabiri olmaktı

لمكان أستطيع فيه أن أكون حرًا.

özgür olma yolunda.

‫أريد أن أكون أشبه بحيوان برمائي.‬

Daha çok amfibi bir hayvan gibi olmak istiyorum.

لقد وعدت توم بأن أكون هناك.

Tom'a orada olacağıma söz verdim.

أريد أن أكون طبيباً في المستقبل.

- Gelecekte doktor olmak istiyorum.
- I want to be a doctor in the future.

أريد أن أكون طيارا في المستقبل .

Gelecekte bir pilot olmak istiyorum.

أمي لا تريدني أن أكون هكذا.

Annem öyle olmamı istemedi.

- عقدتُ العزم على أن أكون عالمًا.
- عقدتُ العزم على أن أكون عالمًا في العلوم الطبيعية.

Bilim adamı olmaya kararlıyım.

- من فضلك أخبرني كيف أكون على تواصل معها.
- من فضلِك أخبريني كيف أكون على تواصل معها.

Lütfen onunla nasıl temas edebileceğimi söyle.

علمت أنه يفترض بي أن أكون أمها.

Onun annesi olacağımı biliyordum.

أنه من المهم أن أكون متميزةً بمجال.

bir özelliğimin olması gerekiyor,

أردت أن أكون جزءاً من الـ 1٪.

Ben de o %1'lik kısımda olmak istiyordum.

ولم أكن الشخص الذي أردت أن أكون.

Olmak istediğim kişi bu değildi.

فلابد أن أكون على دراية بتلوث الهواء.

hava kirliliği hakkında bir şeyler öğrenmem gerektiğini biliyordum.

وبدء أن أكون نفسي الحقيقية بشكل كامل.

kendi bütün ve gerçek kişiliğimle var olmaya hazırım.

وأردت أن أكون في البيت مع عائلتي.

ve evde ailemle olmam gerekiyordu.

من الجميل أن أكون في المكان المناسب .

Doğru yerde olmak güzel.

لن أكون سعيدًا، لكن لن أقتل نفسي.

Mutsuz olurdum ama kendimi öldürmezdim.

فقد كنت أرغب بشدة أن أكون عريفة الصف

Sınıf başkanı olmayı çok istiyordum.

لذا فعلت ما أفعله عادةً عندما أكون غاضبة:

Kızgınken her zaman yaptığım şeyi yaptım.

أصبحت ناجية من الإعداء بدل أن أكون ضحية

Artık bir kurban değil, cinsel istismarla baş etmiş biriydim.

وحتى أمنيتي بأن أكون مراسلة حربية، فقد أرشفتها

Bir savaş muhabiri olma hayalimi bile gerçekleştirdim,

لأنني لا أريد فقط أن أكون الرجل الطيب.

çünkü iyi bir erkek olmak istemiyorum.

دعوني أكون واضحا أننا كنا نلعب كرة القدم

açık söyleyeyim bizler futbol oynardık

إذا فعلت ذلك, قد أكون قادر على مساعدتك.

Bunu yaparsan sana yardım edebilirim.

- هدفي أن أصبح طبيباً.
- حلمي أن أكون طبيباً.

Amacım bir doktor olmak.

الآن أريد حقاً أن أكون واضحة بخصوص شيء ما.

Bir konuda açık olmak istiyorum.

وقد أكون وصفت نصف رجال ذلك العقد في بريطانيا.

ve BK'deki Y Kuşağı erkeklerin muhtemelen yarısını.

‫واسمحوا لي أن أكون أكثر وضوحا حول هذا الموضوع.‬

Hep birlikte ihtimal tasarımlarını içeriyorlar.

كما أنني لا أحب أن أكون مغمورة في المياه.

Ayrıca su altında olmaktan hoşlanmıyorum.

اسمحوا لي أن أكون في استعارة PTT الخاصة بك

Senin PTT metaforuna sıçayım

أحيانا أكون أحمق٬ لا أستطيع فعل شيء حيال ذلك

Bazen bir adamım, bu konuda bir şey yapamam.

أريد ان أكون رجلا ذكيا مثل جمال عندما أكبر.

Büyüdüğümde Jamal gibi akıllı bir adam olmak isterim.

أشعر في الكئابة عندما أكون عالق في زحمة السير.

Trafiğe takılınca canım sıkılıyor.

وكما ترون أنا أكره أن أكون من يذيع الخبر السيىء،

Yani size kötü haberler vermekten nefret ediyorum

مرة أخرى ، لا أستطيع أن أكون مستقيمة ضد شخص ما

yine birilerine karşı dobra olamayacağımı,

‫وأريد أن أكون حذراً ‬ ‫بحيث أبعد ظلي‬ ‫عن سطح المياه.‬

Gölgenizi suyun yüzeyinden uzak tutmak için dikkat etmelisiniz.

‫يجب أن أكون في غاية الحذر‬ ‫وأنا أقلب هذه الصخور.‬

Ama bu taşları çevirirken çok dikkatli olmak gerekiyor.

‫لم أستطع في تلك الحالة‬ ‫أن أكون أبًا صالحًا لابني.‬

O hâldeyken oğluma iyi bir baba olamazdım.

لو هُيئ لي الولادةَ مرةً ثانية، لرغبت أن أكون كندياً.

Ben ikinci kez doğacak olsam Kanadalı olmak isterim.

ليتني وافقت على أن أكون هناك في الثانية و النصف.

2.30'a kadar orada olmayı kabul etmeliydim.

ولكن يجب ألا أكون في عناوين الصحف في دولة هذا الرجل.

Ama bu adamın ülkesinde benim manşet olmamam gerekiyordu.

أدركت حينها أن هذا ما كنت أريده ، وهو أن أكون محبوبة.

Önemsendiğimi ve sevildiğimi farkettim.

يمكنني قراءة هذه المقالات المتدفقة من الزجاج وأن أكون مقدم أخبار.

ben o cam akan yazıları okuyup haber sunuculuğu yapabilirim yani

"سأريكم أنه قبل أن أكون مشيرًا كنت جنديًا رمانيًا ، وما زلت!"

"Size Mareşal olmadan önce bir el bombası olduğumu göstereceğim ve hala öyleyim!"

أود أن أقترح شيئاً على ذوي الياقات البيضاء الذين أكون مثلهم أحياناً،

Benim beyaz yakalılara naçizane kendimin de arada sırada denediği

بحلول ذلك الوقت، في أفضل الحالات، لن أكون حتى عشت نصف حياتي.

O zamana kadar, en iyi senaryoda, ömrümün yarısı bile geçmemiş olacak.

بعض الناس يقول أنني يجب أن أكون في المدرسة بدلاً من هذا.

Bazıları bunu yapmak yerine okulda olmam gerektiğini söylüyor.

‫والطريقة الوحيدة التي عرفتها للقيام بذلك‬ ‫هي أن أكون في ذلك المحيط.‬

Bunu yapabilmemin tek yolu, okyanusta olmaktı.

معلمي في القيادة يقول بأني يجب أن أكون صبوراً أكثر من ذلك.

Sürüş öğretmenim daha sabırlı olmam gerektiğini söylüyor.

كراهيتي اتجاه المسوقين عبر الهاتف قوية جداً بحيث غالباً أكون فظاً معهم .

Tele pazarlamacılara nefretim o kadar büyük ki genellikle onlara kaba davranırım.

إن أتيت إلى مدينة ريو، فلا تنسَ أن تتّصل بي كي أكون مرشدك.

Rio'ya gelirsen rehberin olmam için beni aramayı unutma.

قلت يا الله، إن لم أحل هذا، فلن أكون ناجحًا في حياة العمل،

Allahım dedim, ben bunu çözemezsem iş hayatında başarılı olamayacağım,

أُحِب أن أكون قادر على قضاء المزيد من الوقت معك, ولكن علي العودة إلى العمل.

Seninle daha fazla vakit geçirmek isterim, ama işime geri dönmeliyim.

أملي الأكبر هو أن أكون قادرة على القدوم إلى اسطنبول في سن ال 25 ودفع فاتورتي.

En büyük umudum 25 yaşında, İstanbul'a gelip faturamı ödeyebilmek.

‫ويجب أن أكون مستعدًا لكل الاحتمالات.‬ ‫لا يمكنني أن أهدر الوقت.‬ ‫يجب أن يكون الأمر غريزيًّا تمامًا.‬

Ve tüm ihtimallere hazır olmalıyım. Aylaklık edemem. Her şey içgüdüsel olmalı.