Translation of "الجانب" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "الجانب" in a sentence and their turkish translations:

اقفز إلى الجانب الآخر.

diğer tarafa atlayın.

نحن على نفس الجانب.

İkimiz de aynı taraftayız.

"اقفز إلى الجانب الآخر" تعني

"Diğer tarafa atlayın" ifadesinin

أو الجانب الآخر في المصعد.

asansörün diğer tarafına geçtiler.

‫العشب الجيد في الجانب الآخر.‬

İyi otlaklar kasabanın öte yanında.

ولكن ماذا عن الجانب العملي؟

Peki ya uygulamada?

وعلى الجانب الآخر، قارة إفريقيا

Diğer yandan Afrika kıtası,

‫كنت أراقبها تأتي من الجانب،‬

köşeden gelmesini izlerken

‫لكنه على الجانب الآخر من الطريق.‬

Ama yolun karşı tarafında.

وبينما تشقون طريقكم على الجانب الآخر،

Sizler karşı tarafa geçerken

تضرب فريستها من الجانب وما الى ذلك.

Avına yandan darbe vurur falan anlatıyorum.

يمكنك البحث عن الجانب الآخر من الصورة.

resmin diğer tarafını keşfedebilirsiniz.

أنا طبيبة أعصاب، ومختصة في الجانب الباطني،

Ben bir nörobilimciyim ve odaklandığım yer içerisi,

من حيث ذلك الجانب الأساسي من الصّحّة.

tam 10 yıl yaşlandırıyor.

وبعضهم ينتقلون إلى الجانب الآخر من الممشى،

Bazı insanlar kaldırımın diğer tarafına geçti,

ماذا يوجد في الجانب الآخر من الطّريق؟

Caddenin karşısındaki şey nedir?

وشعرت كأنهم ينتقلون إلى الجانب الآخر من الحياة.

Sanki onların hayatın diğer tarafına gittiğini hissettim.

سار المغول على طول الجانب الشرقي لبحيرة طبريا

Moğollar Taberiye gölünün doğu tarafı boyunca ilerlediler.

‫لكشف الجانب الخفي‬ ‫من صحاري العالم الضخمة...‬ ‫ومروجها.‬

Dünya'nın en büyük çöl ve çayırlarının gizli yanlarını... ...keşfetmek için.

يمكنك التزلج بأمان على هذا الجانب من البحيرة.

Gölün bu tarafında güvenle paten yapabilirsin.

الجانب الأيمن، قوة الخيال، الألوان، المناظر، الأحاسيس، المشاعر.

Sağ taraf, hayal gücü, renk, görüntü, duygu, his.

يتطور الجانب الأيسر أكثر بكثير، لأنه يُشغَّل أكثر

sol taraf daha fazla gelişiyor

هي الأطفال والمراهقين من جانب والعجزة في الجانب الآخر

çocuklar ve gençler, öte yanda yaşlıların uyarılardan en az ihtimalle

وكنت أجلس على الجانب الآخر من الحاجز الزجاجي أراقبهم،

Orada camın diğer tarafında otururken

من الجانب الشرقي السفلى إلى جزيرة ستاتن إلى برونكس.

Doğu Yakasından Staten'a ve Bronx'a.

يتوقف الماء المتجه إلى الجانب الآخر بعد مكان ما

diğer tarafa doğru giden su bir yerden sonra durup

الآن دعونا نلقي نظرة على الجانب الخطير من الوضع

şimdi birde durumun ciddi tarafından bakalım

الجانب الذي يخص هذه الأشياء كأنه في وضع الانتظار.

Bunlarla ilgili olan taraf sanki stand-by modunda.

ونتيجة ذلك نظرًا لتطور الجانب الأيسر مقارنةً بالجانب الأيمن...

Neticesinde sol taraf sağ tarafa göre daha çok geliştiği için

‫اختفت تماماً الآن.‬ ‫لننقل البحث إلى الجانب الآخر من الجبل.‬

Şu anda tamamen yok olmuş. Aramaya dağın diğer tarafında devam edelim.

ولكن أعتقد أيضاً أن الجانب التاريخي يصاحبنا على طول الطريق.

Küçük bir tarihsel perspektifin çok yol kat ettiğini düşünüyorum.

هذه القصة بالنسبة لي ليست مجرد النظر إلى الجانب المشرق

Benim için, hikâye Polyannacılık oynamakla ilgili değil

هذه الطاقة ستصل إلى الجانب الذي نحن فيه هذه المرة

o enerji bu sefer bizim olduğumuz tarafa doğru gelecek

محاولة لقلب الجانب الروسي. عندما تم طرد رجاله ، حشدهم دافوت ،

yine çok önemli bir rol oynadı . Adamları geri püskürtüldüğünde Davout onları topladı ve

على الجانب المسيحي، اصطف فرسان الإفرنجة المدرعون بشدة في المقدمة،

Hıristiyan tarafında, tepeden tırnağa silahlanmış Fransız şövalyeleri ön planda durdu.

تشكّل المجريون في المؤخرة، وكان جند الأفلاق على الجانب الأيسر،

Macarlar solda, Eflaklar solda

فيسبوك، إنك كنت في الجانب الخاطيء من التاريخ في ذلك.

Facebook, bu konuda tarihin yanlış tarafındaydın.

ويكون معظمهم من نفس أفقر المناطق من الجانب الغربي والجنوبي لشيكاغو.

büyük ihtimalle Chicago'nun aynı yoksul Güney ve Batı Yakası'ndan geliyorlardı.

في الحقيقة فإن الجانب الجنسي في الإناث لا يمكن إصلاحه بالأدوية.

Sorun şu ki kadın cinselliği bir hapla düzeltilemez.

‫ونربطه في هذا الجانب، ثم يمكنني استخدامه‬ ‫في الانتقال للجهة الأخرى.‬

Halatı bu tarafa bağlayacağım ve karşıya geçmek için onu bir hat gibi kullanacağım.

معاهدات الحياد والتحالفات التي جلبت العديد من القبائل الإيبيرية إلى الجانب الروماني.

sahte tarafsızlık ve müttefiklik mukaveleleri ile mümkün olmuştu.

الجانب الأيسر من منزل توم يقع في كونيتيكت، بينما الأيمن يقع في نيويورك.

Sağ tarafı New York'ta iken, Tom'un evinin sol tarafı Connecticut'tadır.

لم يمر يوم واحد حتى وصل القرطاجيون أخيرًا إلى الأمان على الجانب الآخر من المضيق

1 gün kadar sürmeden sonra Kartacalılar sonunda güvenli tarafa , geçidin diğer tarafına geçmişlerdi.

‫لكن تكمن المشكلة بالطبع‬ ‫في أنه سيتوجب عليها العودة.‬ ‫على الجانب الآخر،‬ ‫تتبع سمكة القرش رائحتها مجددًا.‬

Ama sorun şu ki geri dönmesi gerekiyor. Diğer tarafta, köpek balığı kokusunu tekrar aldı.