Translation of "تعني" in Turkish

0.019 sec.

Examples of using "تعني" in a sentence and their turkish translations:

تعني أيضًا "جيد".

Aynı zamanda "iyi" anlamına gelir.

لا أدري ماذا تعني.

- Bunun ne anlama geldiğini bilmiyorum.
- Ne anlama geldiğini bilmiyorum.

صداقتك تعني لي الكثير.

Arkadaşlığın benim için çok şey anlamına geliyor.

"اقفز إلى الجانب الآخر" تعني

"Diğer tarafa atlayın" ifadesinin

والتي تعني لي معاداة الطبيعة،

bu da doğa karşıtı demek

الكلمة الفرنسية "شا" تعني قطة.

Fransızcada "chat" sözcüğü "kedi" anlamına gelir.

هل تعني أنّك لا تحبّه؟

Onu sevmediğini mi söylüyorsun?

ماذا تعني هذه الجملة بالإسبرانتو؟

Bu Esperanto cümle ne anlama geliyor?

تعني أن الدراسة أثبتت وجود علاقه

bu çalışmanın beyin sarsıntısı ile titreme arasında

وبالطبع، العلاقة الجسديّة تعني ممارسة الجماع.

Bedensel bilgi, tabii ki seks anlamında.

والتي تعني لي أيضًا معاداة المرأة،

ve benim için ayrıca kadın karşıtı demek,

"رؤيتكم لي لا تعني أن تروا وجهي،

“Benim yüzümü görmek beni görmek değildir.

‫الواحة تعني المياه ‬ ‫وبالتأكيد ستجد فيها كائنات.‬

Vaha su demektir ve suyun olduğu yerde yaratıklar bulunur.

لم أكن أعلم بالضبط ماذا تعني هذه الكلمة

"Feminist" kelimesinin anlamını tam olarak bilmiyordum

من الواضح أنها لا تعني شيئاً للسياسيين ولمجتمعنا.

o okul sistemi içinde gerçekleri öğrenmenin ne anlamı var ki?

‫لأن النباتات الخضراء ‬ ‫عادة ما تعني وجود موارد.‬

çünkü yeşil bitkiler genelde kaynak demektir.

كلمة آية تعني كلمة صوفيا المقدسة هي الحكمة

'aya' kelimesi kutsal 'sofya' kelimesi bilgelik anlamına geliyor

وعندما تضيفون الكلمة اليونانية القديمة "أغلتوس" التي تعني "جميل وجيد".

"Agathos" kelimesini eklediğinizde "güzel ve iyi" anlamına gelir.

تجاه الأشياء التي لا تعني أي شيء لنا في دنيتنا.

güçlü duygular sergilemiyoruz.

‫ضخامة حجم الذكر العجوز‬ ‫تعني أنه أقل مرونة من البقية.‬

Yaşlı erkek fazla iri olduğu için geri kalan herkesten daha yavaş.

والدليل هو أن مؤسسة الضمان الاجتماعي تعني مؤسسة الضمان الاجتماعي.

Kanıtım da SGKnın açılımının Sosyal Güvenlik Kurumu olmasıdır

سمعة العمل المتميز للموظفين تعني أن خدماته كانت مطلوبة بشدة ،

Olağanüstü personel çalışmasıyla tanınması, hizmetlerinin yüksek talep görmesi anlamına geliyordu ve

ثقة سولت بنفسه وتحمله تعني أنه سرعان ما أصبح ضابطًا.

Soult'un kendine olan güveni ve tavrı, yakında bir subay olduğu anlamına geliyordu.

‫تعني الشمس الحارقة أن كثيرًا‬ ‫من حيوانات الصحراء لن تخرج إلا ليلًا.‬

Kavurucu güneş, çoğu çöl hayvanının sadece gece dışarı çıkması anlamına gelir.

كلمة 'gnyðja' ، تعني النخر ، لكنها أيضًا تبدو نوعًا ما مثل الناخر ، وأعتقد أنه

'Gnyðja' kelimesi homurdanma anlamına gelir, ama aynı zamanda homurtu gibi geliyor ve sanırım

في إطار المبادئ التوجيهية لتاتويبا، يوصى الأعضاء اضافة الجمل الى لغتهم الأم فقط و/أو ترجمتها الى لغة يفهمونها كلغتهم الأم. والسبب في ذلك هو أنه من السهل كثيراً تكوين الجمل المتناغمة حسياً مع لغتنا الأم. فعندما نكتب بلغة أخرى غير لغتنا الأم، يكون من السهل جداً تكوين الجمل التي تبدو غريبة. يرجى الحرص على ترجمة الجملة فقط في حال كنت متأكداً من أنك تعرف ماذا تعني.

Tatoeba ilkeleri altında, üyelerin sadece kendi anadillerinde cümleler eklemeleri ve/veya anlayabilecekleri bir dilden anadillerine tercüme yapmaları önerilir. Bunun sebebi de kişinin, anadilinde doğal olan cümle kurmasının çok daha kolay olmasıdır. Anadilimiz dışında bir dilde yazdığımızda ise kulağa tuhaf gelen cümleler oluşturmamız çok kolaydır. Lütfen cümleyi sadece ne anlama geldiğini bildiğinizden eminken tercüme ettiğinizden emin olunuz.