Translation of "وعلى" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "وعلى" in a sentence and their turkish translations:

وعلى مدار العامين الماضيين،

Son bir kaç yıl boyunca,

‫في الماء وعلى اليابسة.‬

Hem suda hem de karada.

وعلى الجانب الآخر، قارة إفريقيا

Diğer yandan Afrika kıtası,

وعلى شكل محادثة مع صبي مستعبد،

ve bir köle oğlanla konuşma şeklinde,

وعلى رغم من مرضي ومرض أختي،

Benim ve kardeşimin hastalığına rağmen

وعلى ارتفاعٍ عالٍ وبجدار بحري مرتفع.

yerden daha yüksekte ve daha büyük bariyerli yapılması için savaşmış.

وعلى بعد أميال قليلة من المحيط.

ve okyanustan birkaç mil uzaktaydım.

وعلى فكرة، يمكنك مناداتي بِ‍”توم“.

- Bu arada bana Tom diyebilirsin.
- Bu arada beni Tom diye çağırabilirsin.

إذا كان محظوظا معه وعلى قيد الحياة

şanslıysa ve yanındaysa ve hayattaysa

لانهم اجبرو على ذلك وعلى الابطال أن يهزموهم.

karanlık güçler olarak etiketlenenleri bir köşeye atmak yanlış.

اليوم وعلى الرغم من هذه التجربة في حياتي،

Bugün olsa bu deneyimimle hayatta hiç kimseye bir şey yazıp

وعلى العكس من ذلك، هناك سير ذاتية حية

Öte yandan, karanlık ve büyüleyici bir tarafa sahip,

يجب أن تُكرر هذه التجارب وعلى نطاق واسع،

Bu çalışmaların daha büyük çapta tekrarlamaya ihtiyacı var

وعلى عكس تساقط الثلج، تساقط المطر يذوب الثلج.

ve karın aksine yağmur buzu eritir

وأن أجدها تستخدم في المطارات وعلى متن الطائرات،

uçak ve havaalanlarında, H1N1 gibi virüslerin

وعلى الرغم من ذلك، لم تنغلق مصيدة الذباب.

Lakin, sinekkapan kapanmadı.

لكن الأشخاص عديمي الخبرة منفتحون على المعرفة وعلى التعاون،

Ama deneyimsiz insanlar bilgiye ve işbirliğine o kadar açıklar ki;

وعلى هذا النحو، جميعها لديها عنصر مادي مشترك، الصوت،

ve aslında, ikisinin de fiziksel bir ögesi vardır, yani ses

وعلى الرغم من مهارات الافتراس الرائعه التي تمتلكها الأسود

Bir aslan sahip olduğu tüm harika yırtıcı becerilerine rağmen

وذلك لا ينطبق فقط عليّ وعلى أصدقائي ممّن يختبرون هذا.

Bunu deneyimleyen sadece ben ve arkadaşlarım değil.

الفين ثمانين. وعلى الرغم من ان درجات الحرارة المرتفعة تمثل

temsil etse de , küresel ısınma muz tarlalarının

وعلى الأرجح فقد كان نفس الشيء خلال الدراسة تحت الضغط أيضًا.

Stresli çalışma anlarında muhtemelen oradaydı.

واحد للنزول في الممر ، وعدد قليل للتجول في الزاوية وعلى الأخضر.

Biri panayırdan inecek, bir kaç tane daha köşe başında ve yeşile gelecek.

قال لي: ستخرج إلى طريق عام مزدحم بالمدينة، وعلى هذا الطريق

Dedi ki; bir şehrin, bir işlek cadddesine çıkacaksın ve o caddede

وعلى الرغم، أشعر أن هناك من الجمهور ممن في يشك في الموضوع.

Bazı izleyicilerin bunun nasıl yapılabildiği konusunda

وعلى الرغم من أنها قد لا تكون سيارة ذاتية التحكم بشكل كامل؛

Tamamen otonom olmasa bile

وعلى الرغم من كل ذلك وكل الأدلة التي تربط بين التزوير والإرهاب،

Ama buna rağmen, terörizm ve sahteciliğin ilişkisini gösteren bu kanıtlara rağmen,

دخلت في معركةٍ مفتوحةٍ مع ال مخلوف وعلى رأسهم رامي ابن خال

ve o anda o Makhlouf ile açık savaşa girdiğini Beşar Esad'ın

‫وعلى الرغم من إنها شديدة الملوحة،‬ ‫إلا أن بها الكثير من العناصر الغذائية.‬

ve çok tuzlu olsa da,  harika besin maddeleri içerir.

سلاح الفرسان المسلمين، وعلى الرغم من ميزتهم العددية، إلا أنهم بدأوا في التراجع

ve Moğollar sayıca fazla olmalarına rağmen geri düşmeye başladılar.

‫وعلى ما أعتقد، هذا واحد من الأسباب‬ ‫أن إنسان الغابة لم يقتل إنساناً قط.‬

tarihte orangutan kaynaklı hiç insan ölümü olmamasının sebebi bence bu.

خدم Ney في هولندا وعلى نهر الراين ، قاتل في Valmy و Jemappes و Neerwinden ؛

Ney Hollanda'da ve Ren Nehri'nde Valmy, Jemappes ve Neerwinden'de savaşarak görev yaptı;

‫وعلى كل مخلوقات الكوكب‬ ‫العثور على طريقة للنجاة من عتمة الليل.‬ ‫"من الغروب حتى الشروق" ‬

Dünya'daki her yaratığın geceden sağ çıkmanın bir yolunu bulması gerekir. GÜN BATIMINDAN ŞAFAĞA

فشل حنبعل في إثارة معركة مفتوحة وعلى الرغم من النهب الشاسع الذي تم تنفيذه، كان من الواضح

Hannibal'ın açık savaş tahrikleri başarısız olmuştu ve elde edilen o kadar yağmaya karşın kesin olan...

إن إرادة الشعب هي مصدر سلطة الحكومة، ويعبر عن هذه الإرادة بانتخابات نزيهة دورية تجري على أساس الاقتراع السري وعلى قدم المساواة بين الجميع، او حسب أي إجراء مماثل يضمن حرية التصويت.

Halkın iradesi kamu otoritesinin esasıdır; bu irade, gizli şekilde veya serbestliği sağlayacak muadil bir usul ile cereyan edecek, genel ve eşit oy verme yoluyla yapılacak olan devri ve dürüst seçimlerle ifade edilir.

لكل شخص الحق في التعلم، ويجب أن يكون التعليم في مراحله الأولى والأساسية على الأقل بالمجان، وأن يكون التعليم الأوّلي إلزاميا وينبغي أن يعمم التعليم الفني والمهني، وأن ييسر القبول للتعليم العالي على قدم المساواة التامة للجميع وعلى أساس الكفاءة.

Her şahsın öğrenim hakkı vardır. Öğrenim hiç olmazsa ilk ve temel safhalarında parasızdır. İlk öğretim mecburidir. Teknik ve mesleki öğretimden herkes istifade edebilmelidir. Yüksek öğretim, liyakatlerine göre herkese tam eşitlikle açık olmalıdır.