Translation of "ابنتها" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "ابنتها" in a sentence and their turkish translations:

أصبحت ابنتها امرأة جميلة.

Onun kızı güzel bir kadın haline geldi.

أخذت ليلى ابنتها إلى المدرسة.

Leyla, kızını okula götürdü.

لكم سامي ليلى أمام ابنتها.

Sami, kızının önünde Leyla'yı yumrukladı.

تعاني ابنتها من ألم في البطن.

Kızının bir mide ağrısı var.

- أخذت ليلى إبنتها إلى التّبضّع.
- أخذت ليلى إبنتها إلى التّسوّق.
- ذهبت ليلى و ابنتها إلى التّبضّع.
- ذهبت ليلى و ابنتها إلى التّسوّق.

Leyla kızını alışverişe götürdü.

مع ابنتها التي هي في منتصف العمر، والتي تجلسُ في مقعد الركاب،

yanında orta yaşlı kızı var

وافقت ميليكا، ومنحت يد ابنتها للزواج من بايزيد، لإضفاء الطابع الرسمي على المعاهدة.

Milica, teklifi kabul etti ve anlaşmayı resmileştirmek için kızını Bayazid ile evlendirmeyi kabul etti.