Translation of "جميلة" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "جميلة" in a sentence and their turkish translations:

- هذه القلعة جميلة.
- تلك القلعة جميلة.

O kale güzel.

- هي امراة جميلة.
- إنها امراة جميلة.

O güzel bir kadındır.

أنتِ جميلة

Sen güzelsin.

جميلة كالوردة.

O, bir gül kadar güzeldir.

تبدى جميلة.

Güzel görünüyor.

الحياة جميلة.

Hayat güzeldir.

عيونها جميلة.

Onun güzel gözleri var.

بداية جميلة .

Güzel başlangıç.

الباندا جميلة.

Pandalar güzel hayvanlardır.

النجوم جميلة.

Yıldızlar güzel.

اليهودية جميلة.

Yahudilik güzeldir.

- هذه القلعة جميلة.
- القلعة جميلة.
- القلعة خلابة.

Kale güzeldir.

إنها ليلة جميلة

Güzel bir geceydi,

أخبرتني أنني جميلة،

Annem bana güzel olduğumu söylerdi

الحياة جميلة جداً،

Hayat çok güzel

نرى شواطئ جميلة،

Harika sahiller,

يكشف صور جميلة

hoş görüntüler ortaya çıkarıyor

وهي ميزة جميلة

bu da güzel bir özelliğimiz

إنها جميلة جداً.

O çok güzel.

أمسكت فراشة جميلة.

Güzel bir kelebek yakaladım.

أنت فتاة جميلة.

Sen güzel bir kızsın.

هذه الصور جميلة.

Bu görüntüler güzeldirler.

انها صورة جميلة.

O güzel bir resim.

تبدو ماري جميلة.

Mary güzel görünüyor.

رأيي أنها جميلة.

Ben onun sevimli olduğunu düşündüm.

هذه الوردة جميلة.

Bu gül güzel.

.لتوم إبتسامة جميلة

Tom'un hoş bir gülümsemesi var.

تذهب إلى بعض الأحياء ... هندسة معمارية جميلة، حدائق جميلة ...

Mimari ve parkların çok güzel olduğu bir mahalleye gittiniz

وأخبرتني بقصة جميلة جداً.

bana çok güzel bir hikâye anlattı.

جميلة ومشاركة حقًا حقًا،

gerçekten çok tatlı ve bağlılar

نحن في مدينة جميلة

güzel bir şehirdeyiz

المرأة لها خدود جميلة.

Kadınların güzel yanakları var.

لدينا مكتبة مدرسية جميلة.

Bizim güzel bir okul kütüphanemiz var.

بورتو أليغري مدينة جميلة.

Porto Alegre güzel bir şehirdir.

إن الأرضية الخشبية جميلة.

Ahşap bir zemin güzeldir.

هذا الكلمةُ جميلة حقّاً.

Bu kelime gerçekten güzel.

أصبحت ابنتها امرأة جميلة.

Onun kızı güzel bir kadın haline geldi.

تبدو ليلى جميلة اليوم.

- Leyla bugün çok güzel görünüyor.
- Leyla bugün güzel görünüyor.

حياة ليلى جميلة اليوم.

Bugün Leyla'nın yaşamı iyidir.

بصفتها تكملة جميلة للأهداف الأكاديمية،

şereflendirebiliriz

وبالنسبة لي، هذه فكرة جميلة،

Bana kalırsa, bu çok güzel

الذكاء الاصطناعي هو صدفة جميلة.

Yapay zekâ güzel bir tesadüf.

كانت جميلة في تلك السنوات

o yıllarda güzeldi

ليست مشكلة جميلة يا أخي

sıkıntı değil güzel kardeşim

في الواقع تبدو جميلة بذوق

aslında zevkli görünüyor görsel olarak güzel

يا لها من فتاة جميلة!

Ne kadar tatlı bir kız çocuğu!

يُقال أن البندقيّة مدينة جميلة.

Venedik'in güzel bir şehir olduğunu söylüyorlar.

صنعت لي أختي دميةً جميلة.

Kız kardeşim bana güzel bir oyuncak bebek yaptı.

صنعت لي أمي تنورة جميلة.

Annem bana sevimli bir etek yaptı.

يا لها من مدينة جميلة!

Ne güzel bir şehir!

يا لها من أزهار جميلة!

Ne güzel çiçekler!

هذه زهرة جميلة، اليس كذالك؟

Bu güzel bir çiçek, değil mi?

أيمكنني القول بأنّك فتاة جميلة؟

Sizin güzel bir kız olduğunu söyleyebilir miyim?

أعتقد أن عينيك جميلة جدّا.

Bence gözlerin çok güzel.

يا لها من مفاجأة جميلة.

Ne güzel bir sürpriz!

ارو قصة جميلة لصديقي الصغير.

Genç arkadaşıma güzel bir hikaye anlat.

إنّ هذه الريشات جميلة جدّا.

Bu kuş tüyleri hoş.

كانت ليلى طالبة تمريض جميلة.

Leyla güzel bir hemşirelik öğrencisiydi.

لقد عاشت ليلى حياة جميلة.

Leyla iyi bir yaşam sürüyordu.

و خلقت حياة جميلة خاصة بي .

ve kendi güzel hayatımı oluşturdum.

وتصنع تصورات عالمية جميلة مثل هذه

ve bunun gibi okyanus akıntılarını

كانت أمي جميلة جداً في شبابها.

Annem gençliğinde çok güzeldi.

- هذه القلعة جميلة.
- هذه القلعة رائعة.

Bu kale güzeldir.

إن الحديقة اليابانية هذه جميلة للغاية.

Bu Japon bahçesi güzel.

تأتي حزمة عيد ميلاد جميلة وكبيرة أمامي

ve önüme güzel bir doğum günü paketi geliyor büyükçe

في الواقع ، إذا نظرت إليها ، تلك السنوات جميلة.

Ya aslında bakarsan o yıllar güzelmiş ha

وبطبيعة الحال أجبتهم بنعم، لأنني أعني أن كوستاريكا جميلة.

Ve tabii ki evet dedim çünkü demek istediğim Costa Rica çok güzel.

- ما أجمل هذه الحديقة.
- يا لها من حديقة جميلة.

Ne güzel bir bahçe.

دعونا نختار أن تكون المرحلة القادمة من وجودنا البشري جميلة،

Gezegensel varlığımızın sonraki evresini güzel yapmayı seçelim

- تبدو جميلة في هذا الرداء.
- شكلها فاتن في ذلك الفستان.

O, o elbisenin içinde hoş görünüyor.

لم يسبق لي و أن رأيت فتاة جميلة مثل هذه.

Ben daha önce böyle güzel bir kız hiç görmemiştim.

‫إنها وحوش ولدت لتكون متوحشة،‬ ‫قاسية لكنها حيوانات مفترسة متفردة جميلة.‬

Vahşi doğmuş, acımasız hayvanlar fakat güzel ve müstesna yırtıcılar.

ألا ترغب في الذهاب إلى الماضي قليلاً وأن يقوم جدنا بإغلاق قطعة أرض جميلة من مكان جميل؟

Birazcık geçmişe gidip dedemize güzel bir yerden güzel bir arsa kapattırmak istemez misiniz?