Examples of using "أصحاب" in a sentence and their turkish translations:
Burada mutlaka işverenler vardır.
İlk defa sermaye sahipleri de zarar görüyor
Birkaç uzman toplantıya katıldı.
nüfusun büyük çoğunluğu olan renkli, beyaz kadınlar
kadınlar besinin yüzde 60 ile 80'ini üretiyor.
tüm paydaşları birlikte çalışmak üzere bir araya getirmek.
parası ola insanlar daha çok kazanabilsin diye
Diğer bir deyişle, kadın ve erkek girişimciler kısa sunumlarında
Girşimcilerin bu sorulara verdikleri cevapları analiz etmeye başladım.
kolektif hareketler planladıkları için işlerinden olacaklar.
düz dünya'cılar yine şu örneği veriyorlar
Birçok arkadaş bu sayede iş sahibi oldu.
Doğrusu, en iyi liderler karizmatik olmaktan ziyade
Bu da ''küçük çiftlik sahibi'' anlamına geliyor.