Examples of using "معا" in a sentence and their turkish translations:
Hep birlikte
Birlikte çalışmak zorundayız,
birlikte iklim değişikliğine karşı savaşmalı,
birlikte seslerimizin tekrar duyulmasını sağlamalıyız.
10 tane yazılımcı bir araya gelip
Tom ve Mary birlikte seyahat etti.
Dün sabahı birlikte geçirdik.
Pekala, bunu birlikte yapacağız.
eğlence ve içki bir aradadır şamanlara göre
Kırkıncı günde bir araya gelerek
gelin hep birlikte çıkaralım
"Birlikte uçabiliriz" deyip elimi tutup
Bunlar Drowdown projesi içerisindeki çözümler.
Şimdi hep birlikte küçük bir deney yapalım.
bunu ilerleyen zamanda hepimiz birlikte göreceğiz
beraberce oyun oynardık. Hatırladınız mı şimdi?
Hep birlikte toplum olarak bilinçlenelim arkadaşlar
Düğünlerimizi birlikte kutladık.
Tom ve ben birlikte birkaç kitap yazdık.
Baba ve oğul tekrar birlikte çalışıyorlar.
Fadıl ve Leyla parayı birlikte harcadılar.
- Sami ve Leya beraber kelimeişehadet getirdi.
- Sami ve Leya birlikte Müslüman oldu.
Birlikte çok uğraşmıştık
tüm paydaşları birlikte çalışmak üzere bir araya getirmek.
Leyla ve Sami birlikte camiye gittiler.
Leyla ve Sami birlikte bir resim yaptılar.
ilişkide yaşadığı bazı kaygıları
, ancak farklılıklarını bir kenara koydular. Birlikte, bir ateşkes imzalandığına ikna ederek
Fadıl ve Leyla, Kahire'de birlikte romantik bir hafta sonu geçirdiler.
Fadıl ve Leyla, erkek arkadaş ve kız arkadaş olarak vakitlerini birlikte geçirmeyi seçtiler.
Sami ve Leyla birlikte çok zaman geçiriyorlar.
Sami ve Leyla yöresel küçük bir lokantada takıldılar.
Ben sık sık onunla balık tutmaya gittim.