Translation of "أعمال" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "أعمال" in a sentence and their turkish translations:

وبدأت أعمال القمع تصيب

Tüm o hareketler üzerinde

ماليًا لنُنفذ أعمال التطوير

Bu para sayesinde yollar ve köprüler için

حضر سامي اجتماع أعمال.

- Sami bir iş toplantısına katıldı.
- Sami bir iş görüşmesine katıldı.

بالتأكيد يوجد هنا أصحاب أعمال.

Burada mutlaka işverenler vardır.

أفعل تلك الأشياء. (أعمال روتينية)

böyle işler yapıyorum.

إنهم يستثمرون في أعمال صديقة للبيئة،

Çevre ile ilgili işlere yatırım yapıyorlar

بدأت كمبتكرة، وريادية أعمال، ومبتكرة اجتماعية.

Bir mucit, girişimci, sosyal yenilikçi olarak başladım.

هناك أعمال صيانة بين 1930-1935

1930-1935 yılları arasında bir bakım çalışması var

وبعد الانتهاء من أعمال الترميم الأخيرة

Ve son yapılan artık restore çalışmalarından sonra ise

قد يكون لسببٍ يتعلق بقضية أعمال،

İş ile ilgili olabilir,

كما دخل الهاتف أعمال البرمجيات جوجل

Telefon yazılım işine de girdi Google

تميز بعدة أعمال ، وترقى إلى قيادة الفوج.

Kendisini çeşitli eylemlerde ayırt etti ve alaya komuta etmek için terfi etti.

في جلسة تقاسم الخبرات مع رجال أعمال غرباء،

Girişimcilik tavsiyeleri verilen bir toplantıda

عندما نحتفي بقائد سياسي أو برجل أعمال بارز

Çözdüğü bir keşmekeşten veya yaptığı bir konuşmadan dolayı

لأنّه ليست هناك جداول أعمال ثابتة. في الواقع...

Çünkü sabit bir program yok. Ve...

وبفضل هذا أصبح العديد من الأصدقاء أصحاب أعمال.

Birçok arkadaş bu sayede iş sahibi oldu.

في مكان ما من العالم يقتلون جراء أعمال العنف.

genç bir erkek ya da kız şiddete kurban gidiyor.

قال لنا في الواقع أعمال المافيا في هذا الفيلم

mafyanın işlerini bize bu filmde anlatmıştı aslında

لأن هذا الموضوع موجود بالفعل على جدول أعمال العالم كله

bu konu zaten bütün dünyanın gündeminde olduğu için

مقتل مواطن أسود في أمريكا على يد الشرطة يخنق أعمال شغب

Amerika'da siyahi bir vatandaşın polis tarafından boğularak öldürülmesi isyan başlattı

الدولة ، حارب ضد إسرائيل ، بما في ذلك من خلال أعمال الإرهاب.

devlet, aracılığıyla da dahil olmak üzere, İsrail'e karşı savaştı terör eylemleri.

شعرت بالخوف الشديد، مركز شرطة أو شيء من هذا القبيل أي أعمال معقدة.

Ciddi korktum, karakol falan karışık işler.

وسط مذبحة بورودينو ، قاد ناي فيلقه في هجوم بعد هجوم على أعمال الحفر

Borodino katliamının ortasında Ney, Rus toprak işlerine yapılan saldırının ardından kolorduyla birlikte saldırıya geçti

يضحك الجميع مثل أعمال لا أحد ، ولا سيما في الواقع جارل إريك ، الذي يعتقد

Herkes kimseyi ilgilendirmiyormuş gibi gülüyor, özellikle de hayatı boyunca hiç bu kadar komik bir şey görmediğini

في المعركة الدامية التي تلت ذلك ، قاد فيلق Davout الهجوم الأمامي على أعمال الحفر في Fléches.

Takip eden kanlı savaşta, Davout'un birlikleri, Fléches toprak işlerine önden saldırıyı yönetti.