Translation of "Yorgundu" in Spanish

Herkes yorgundu.

Todos estaban cansados.

Öğrencilerin çoğu yorgundu.

Muchos de los estudiantes estaban cansados.

Tom çok yorgundu.

Tom estaba muy cansado.

Tom gerçekten yorgundu.

- Tom estaba muy cansado.
- Tomás estaba realmente cansado.

Mayuko çok yorgundu.

Mayuko estaba muy cansada.

O, çok yorgundu.

Él estaba muy cansado.

- Ders çalışmak için çok yorgundu.
- Çalışamayacak kadar yorgundu.

Él estaba demasiado cansado para estudiar.

O, eve vardığında yorgundu.

Él estaba completamente agotado cuando volvió a casa.

O, o zaman yorgundu.

En ese momento estaba cansado.

Tom aç ve yorgundu.

Tom estaba cansado y hambriento.

- Anne bitkindi.
- Anne yorgundu.

La madre estaba exhausta.

Yorgundu fakat yürümeye karar verdi.

Estaba cansada, pero decidió caminar.

O kadar yorgundu ki yürüyemedi.

Él estaba tan cansado que no podía caminar.

Ders çalışmak için çok yorgundu.

Él estaba demasiado cansado para estudiar.

Daha ileriye gidemeyecek kadar çok yorgundu.

Estaba demasiado cansado para caminar más lejos.

Jack elli mil yürümekten dolayı yorgundu.

Jack estaba cansado por haber caminado cincuenta millas.

O yorgundu fakat çalışmaya devam etti.

Estaba cansada, pero siguió trabajando.

Tom Mary'ye gülümseyemeyecek kadar çok yorgundu.

Tom estaba demasiado cansado siquiera para sonreírle a Mary.

O, çalışmaya devam edemeyecek kadar çok yorgundu.

Ella estaba demasiado cansada para poder continuar trabajando.

O kadar yorgundu ki güçlükle ayakta durabiliyordu

Estaba tan cansado que casi no pudo mantenerse en pie.

Bütün gün çalıştıktan sonra, Tom gerçekten yorgundu.

Tom estaba realmente cansado después de trabajar todo el día.

Annem çok yorgundu bu yüzden erkenden uyumaya gitti.

Mi madre estaba tan cansada que se fue pronto a la cama.

O, o kadar yorgundu ki zorlukla nefes alabiliyordu.

Está tan agotado que apenas puede respirar.

Tom o kadar yorgundu ki yemek yemek bile istemedi.

Tom estaba tan cansado que ni siquiera quería comer.

Ellen o kadar yorgundu ki o yatmaya erken gitti.

Ellen estaba tan cansada que se fue temprano a la cama.

Herkes o kadar yorgundu ki esnemek dışında bir şey yapamadılar.

Todos estaban tan cansados que no hacían más que bostezar.

Tom müziğin çok yüksek olduğunu düşünüyordu fakat kalkıp kısamayacak kadar yorgundu.

Tom pensaba que la música estaba demasiado fuerte, pero estaba demasiado cansado para levantarse a bajarle el volumen.

- Tom yorgun ve kötü bir ruh hali içindeydi.
- Tom yorgundu ve kötü bir moddaydı.

Tom estaba cansado y de mal humor.