Translation of "Yazmak" in Spanish

0.006 sec.

Examples of using "Yazmak" in a sentence and their spanish translations:

Yazmak yararlıdır.

Escribir es útil.

Yazmak hoşuma gidiyor.

- Me gusta escribir.
- Me gusta la escritura.

Tebeşirle yazmak kolay değil.

- No es fácil escribir con una tiza.
- No es fácil escribir con tiza.

Mektup yazmak zorunda mıyım?

¿Tengo que escribir una carta?

Yazmak için vaktim yok.

No tengo tiempo para escribir.

Bir kitap yazmak istiyorum.

- Quiero escribir un libro.
- Yo quiero escribir un libro.

Bir makale yazmak istiyorum.

Quiero escribir un artículo.

Bunların hepsini yazmak istiyorum.

Quiero anotar todo esto.

Birçok cümle yazmak istiyorum.

- Quiero escribir muchas frases.
- Quiero escribir un montón de frases.

Şarkılar yazmak benim hobimdir.

Mi afición es escribir canciones.

Yazmak için hiç kağıt yok.

No hay papel en cual escribir.

Onu yazmak birkaç saatimi aldı.

- Me llevó varias horas para escribirlo.
- Me tomó varias horas para escribirlo.

O ifadeyi tekrar yazmak zorundasın.

Tú deberías escribir de nuevo esta frase.

Ben bir mektup yazmak zorundayım.

Tengo que escribir una carta.

Mektubu yazmak üç saatimi aldı.

- Me tomó tres horas escribir esta letra.
- Me tomó tres horas escribir la carta.

Judy'ye bir mektup yazmak niyetindeyim.

Pretendo escribir una carta para Judy.

Yazmak için bir şeyin var mı?

- ¿Tienes algo con qué escribir?
- ¿Tienes algo con lo que escribir?

Yazmak için bir şeye ihtiyacım var.

- Necesito algo en que escribir.
- Necesito algo con que escribir.

Bana yazmak için bir şey verin.

- Dame algo con que escribir.
- Dame algo para escribir.
- Deme algo con lo que escribir.

Tom mektubu bugün yazmak zorunda mı?

¿Tiene Tom que escribir la carta hoy?

Tarih yazmak, geçmişten kurtulmanın bir yoludur.

Escribir la historia es un modo de quitarse de encima el pasado.

Yazmak ölümden daha derin bir uyku.

La escritura es un sueño más profundo que la muerte.

Denemeyi yazmak yaklaşık iki saatimi aldı.

Me tomó cerca de tres horas escribir el ensayo.

Her gün yazmak için söz verdi.

Prometió escribir todos los días.

Uzun bir mektup yazmak gerekli değildir

No hace falta que escribas una carta larga.

Bilgisayarda büyük harfleri yazmak biraz sıkıcı.

Es algo tedioso usar las mayúsculas en un computador.

İngilizce aşk mektubu yazmak kolay değildir.

Escribir una carta de amor en inglés no es fácil.

Bu kitabı yazmak üç yılımı aldı.

Me llevó tres años escribir este libro.

O, konuşmalarını yazmak için başkalarını tutuyor.

Contrata a otros para escribir sus discursos.

Bir kalemle bir deftere yazmak gibi düşünülüyordu,

era como escribir en un cuaderno con un bolígrafo:

İngilizce bir aşk mektubu yazmak kolay değildir.

Escribir una carta de amor en inglés no es fácil.

Yazmak için bana bir parça kağıt ver.

¡Pásame un trozo de papel en donde pueda escribir!

Bu onun makaleyi yazmak için kullandığı bilgisayardır.

- Ésa es la computadora que usó para escribir el artículo.
- Ése es el ordenador que usó para escribir el artículo.

Tam yazmak istediğim gibi bir roman yazdım.

Escribí una novela tal y como la quise escribir.

Notlarımı yazmak için bir deftere ihtiyacım var.

Necesito un cuaderno para escribir mis notas.

Bana yazmak hakkında bilmem gereken her şeyi öğretti

me enseñó todo lo que necesitaba saber sobre la escritura.

Bir kitap yazmak için henüz gerekli malzemeleri toplamadım.

Aún no he juntado suficiente material para escribir un libro.

Bir roman yazmak için ani bir dürtü hissetti.

De pronto él se sintió instado a escribir una novela.

Lütfen adını yazmak için bir kurşun kalem kullan.

Escriba su nombre con lápiz, por favor.

Lütfen yazmak için bana bir parça kağıt ver.

Dame un pedazo de papel para escribir, por favor.

Kız arkadaşıma Fransızca bir aşk mektubu yazmak istiyorum.

Quiero escribirle una carta de amor en francés a mi novia.

E-posta yazmak için çok zaman harcıyor musun?

¿Pasas mucho tiempo escribiendo correos electrónicos?

Esperantoca cümleleri uygun bir klavye olmadan yazmak kolay değildir.

No es fácil escribir frases en esperanto sin el teclado apropiado.

Yapman gereken tek şey buraya adını ve adresini yazmak.

Todo lo que tienes que hacer es escribir aquí tu nombre y dirección.

Tatoeba'ya yüzlerce cümle yazmak isterdim ama yapmam gereken şeyler var.

- Me encantaría escribir cientos de frases en Tatoeba, pero tengo cosas que hacer.
- Me gustaría escribir cientos de frases en Tatoeba, pero tengo otras cosas que hacer.

Onun bir imzasını isteyeceğim. Yazmak için bir şeyin var mı?

- Voy a pedirle un autógrafo. ¿Llevas encima algo para escribir?
- Voy a pedirle un autógrafo. ¿Tienes algo con que escribir?

Böyle bir uzun mektup yazdığım için üzgünüm. Kısa yazmak için vaktim yoktu.

Lamento escribir una carta tan larga. No tenía tiempo para escribir una más corta.