Translation of "Yağmaya" in Spanish

0.011 sec.

Examples of using "Yağmaya" in a sentence and their spanish translations:

Kar yağmaya başlıyordu.

- Estaba empezando a nevar.
- Empezaba a nevar.

Yağmur yağmaya başlamıştı.

Había empezado a llover.

Yağmur yağmaya başladı.

- Empezó a llover.
- Comenzó a llover.

Kar yağmaya başlıyor.

Está comenzando a nevar.

Kar yağmaya başladı.

Empezó a nevar.

Yağmaya devam ediyor.

- Sigue lloviendo.
- Aún sigue lloviendo.

Yağmur yağmaya başlıyor.

Está empezando a llover.

- Az önce yağmur yağmaya başladı.
- Sadece yağmur yağmaya başladı.

Acaba de empezar a llover.

- Sanırım yakında yağmur yağmaya başlayacak.
- Yakında yağmur yağmaya başlayacağını düşünüyorum.
- Bence yakında yağmur yağmaya başlayacak.

Creo que empezará pronto a llover.

Yine kar yağmaya başladı.

Comenzó a nevar otra vez.

Aniden yağmur yağmaya başladı.

De repente comenzó a llover.

Çok yağmur yağmaya başladı.

Comenzó a llover a cántaros.

Aniden, yağmur yağmaya başladı.

- De repente se puso a llover.
- De repente comenzó a llover.

Şiddetli yağmur yağmaya başladı.

Empezó a llover fuerte.

Sonunda yağmur yağmaya başladı.

Al fin empezó a llover.

Akşam yağmur yağmaya başladı.

Empezó a llover por la tarde.

Bunun üstüne, yağmur yağmaya başlar.

Además, comienza a llover.

Bardaktan boşanırcasına yağmur yağmaya başladı.

Se puso a llover a cántaros.

Yağmur yağmaya başladığında, neredeyse başlamamıştık.

- Acabábamos de empezar cuando comenzó a llover.
- Apenas habíamos empezado cuando comenzó a llover.

Az önce kar yağmaya başladı.

Acaba de empezar a nevar.

Aşırı derecede yağmur yağmaya başladı.

Empezó a llover fuerte.

Ben yürürken, yağmur yağmaya başladı.

Según iba caminando, empezó a llover.

Güney Eflak'da saldırı ve yağmaya başlar

de saqueo y violación en el sur de Valaquia.

Evden çıkar çıkmaz yağmur yağmaya başladı.

Apenas había salido cuando empezó a llover.

Kısa sürede yağmur şiddetli yağmaya başladı.

Pronto empezó a llover mucho.

Kısa süre sonra yağmur yağmaya başladı.

Poco después comenzó a llover.

- Kar yağmaya başladı.
- Kar yağışı başladı.

- Empezó a nevar.
- Ha empezado a nevar.

Oraya varır varmaz, yağmur yağmaya başladı.

Tan pronto como llegamos allí, empezó a llover.

Eve varır varmaz yağmur yağmaya başladı.

Empezó a llover en cuanto llegamos a casa.

Onlar başlar başlamaz yağmur yağmaya başladı.

Apenas habían empezado cuando comenzó a llover.

Evden ayrılır ayrılmaz yağmur yağmaya başladı.

Apenas había salido de la casa cuando empezó a llover.

Üç gündür yağmur yağmaya devam ediyor.

- Llovió durante tres días seguidos.
- Siguió lloviendo durante tres días.

İstasyona varır varmaz yağmur yağmaya başladı.

Tan pronto como llegamos a la estación comenzó a llover.

Yağmur yağmaya başladığında fazla uzağa gitmemiştik.

No habíamos ido lejos cuando empezó a llover.

Vicenza'da az önce kar yağmaya başladı.

Apenas ha empezado a nevar en Vicenza.

O dışarı çıktığında yağmur yağmaya başladı.

Se puso a llover cuando él salió.

Ben ayrılmak üzereyken, yağmur yağmaya başladı.

Cuando iba a salir, se puso a llover.

Daha da kötüsü, yağmur yağmaya başladı.

Para peor, comenzó a llover.

Daha da kötüsü kar yağmaya başladı.

Para empeorar las cosas, comenzó a nevar.

Daha da kötüsü, kar yağmaya başladı.

Para empeorar las cosas, empezó a nevar.

Tam evden ayrılırken yağmur yağmaya başladı.

Comenzó a llover justo cuando yo salía de casa.

Biz eve varır varmaz yağmur yağmaya başladı.

Tan pronto como llegué a casa, empezó a llover.

Bir hafta boyunca yağmur yağmaya devam etti.

Siguió lloviendo por una semana.

Yağmur yağmaya başladığı için, eve doğru koştum.

Como empezó a llover, me fui corriendo directamente a casa.

O, dışarı çıkar çıkmaz, yağmur yağmaya başladı.

Apenas salió, se puso a llover.

Ben eve varmadan önce yağmur yağmaya başladı.

Comenzó a llover antes de que yo llegara a casa.

Yağmur yağmaya başladığında bir arkadaşımla parkta yürüyordum.

Estaba caminando en el parque con un amigo mío cuando empezó a llover.

Evden ayrılır ayrılmaz şiddetli şekilde yağmur yağmaya başladı.

Apenas había salido de la casa cuando se puso a llover fuerte.

Yağmur yağmaya başlar diye yanına bir şemsiye al.

Llévate un paraguas por si se pone a llover.

Yarın kar yağmaya başlayacak, bir hafta boyunca sürecek.

La nieve empezará a caer mañana y continuará durante una semana.

Yağmur yağmaya başladı fakat biz yürümeye devam ettik.

Empezó a llover, pero seguimos andando.

Evden ayrıldıktan beş dakika sonra yağmur yağmaya başladı.

Empezó a llover cinco minutos después que salí de casa.

Yol oldukça çamurluydu ve daha kötüsü, yağmur yağmaya başlamıştı.

La carretera estaba bastante embarrada, y lo que es peor, empezó a llover.

"Hava nasıl?" "Dışarısı soğuk." "Evet, yağmur da yağmaya başlıyor."

"¿Cómo está el tiempo?" "Hace frío afuera." "Sí, y se está poniendo a llover."

Bugün plaja gitmeyi planlıyordum fakat sonra yağmur yağmaya başladı.

Estaba planeando ir a la playa hoy, pero empezó a llover.

Yağmur yağmaya başladı bu yüzden arkadaşımın şemsiyesinin altına geçtim.

Me puse bajo el paraguas de mi amigo porque se puso a llover.

Kayboldum ve işin daha da kötüsü, yağmur yağmaya başladı.

Me perdí, y para colmo empezó a llover.

Mehmed'in ordularının Anadolu'da savaş halinde olduğunu farkeden Vlad Osmanlı topraklarına yağmaya soyunur

Al tanto de que los ejércitos de Mehmed están luchando en Anatolia, Vlad se prepara para incursionar en el territorio otomano.

Kötü bir soğuk algınlığım vardı, ve daha da kötüsü kar yağmaya başladı.

Tengo un serio resfriado, y para empeorar las cosas, comenzó a nevar.

Hannibal'ın açık savaş tahrikleri başarısız olmuştu ve elde edilen o kadar yağmaya karşın kesin olan...

Aníbal no pudo provocar una batalla abierta y, a pesar de el gran saqueo que se tomó, estaba claro

- Her an aşırı yağmur başlayacak gibi görünüyor. Şemsiye alsan iyi olur.
- Her an yağmaya başlayacak gibi. En iyisi şemsiye almak.

Tiene pinta de que va a empezar a llover a cántaros en cualquier instante. Será mejor que cojas un paraguas.