Translation of "Yürürken" in Spanish

0.004 sec.

Examples of using "Yürürken" in a sentence and their spanish translations:

Yürürken okuma.

No leas mientras caminás.

Yürürken konuşuyordu.

Ella hablaba mientras caminaba.

Ormanda yürürken kayboldu.

Él se perdió mientras andaba en el bosque.

O, yürürken konuşuyordu.

- Ella habló mientras caminaba.
- Ella hablaba mientras caminaba.

O yürürken ıslık çaldı.

Él silbaba mientras caminaba.

O yürürken şarkı söyledi.

Cantaba mientras caminaba.

Ben yürürken bir kitap okudum.

Leía un libro mientras caminaba.

Caddede yürürken bir cüzdan buldum.

Caminando por la calle, me encontré una cartera.

Parkta yürürken eski arkadaşına rastladı.

Él se cruzó con su viejo amigo mientras caminaba por el parque.

Ben yürürken, yağmur yağmaya başladı.

Según iba caminando, empezó a llover.

Parkta yürürken arkandan bir köpek havlıyorsa

Si van caminando por el parque y escuchan un perro ladrando detrás,

Yolda yürürken eski bir arkadaşa rastladım.

Andando por la calle me encontré con un viejo amigo.

Onu parkta tek başına yürürken gördüm.

Lo vi caminando solo en el parque.

Dün, sokakta yürürken bir kaza gördüm.

Ayer cuando caminaba por la calle fui testigo de un accidente.

O parkta yürürken eski arkadaşına rastladı.

Se encontró de casualidad con su viejo amigo mientras caminaba por el parque.

Sokaktan aşağıya doğru yürürken, eski bir arkadaşa rastladım.

Caminando por la calle, me encontré con un viejo amigo.

Yukarı veya alt kata yürürken Tom'un dizi acıyor.

A Tom le duele la rodilla cuando sube o baja las escaleras.

Bu caddede yürürken,çoğu zaman arkadaşlarımdan birini görürüm.

Caminando por esta calle, suelo ver a un amigo mío.

Tom nehir boyunca yürürken bir melodiyi ıslıkla çaldı.

Tom silbaba una melodía mientras caminaba por el río.

Tom caddeden aşağıya doğru yürürken ıslıkla bir melodi çaldı.

Tom silbaba una melodía mientras caminaba por la calle.

Bir keresinde bir adamı kızgın kömürlerin üzerinde yalın ayak yürürken görmüştüm.

Una vez vi a un hombre caminar descalzo sobre carbón ardiente.

Tom gecenin ortasında terk edilmiş sokaktan aşağıya doğru yürürken biraz huzursuz hissetti.

Tom se sintió un poco incómodo al caminar por la calle desierta en medio de la noche.