Translation of "Okuyan" in Spanish

0.004 sec.

Examples of using "Okuyan" in a sentence and their spanish translations:

Mektubu ilk okuyan bendim.

Yo leí la carta primero.

John, kitap okuyan çocuk.

John es el chico que está leyendo el libro.

- Şurada gazete okuyan adam benim amcam.
- Şurada gazete okuyan adam benim dayım.
- Orada gazete okuyan adam benim amcam.

El hombre que está allá leyendo un diario es mi tío.

okuyan kişiler rahatsız olmasın diye

para que los que leen no se molesten

Bir kitap okuyan kız Kate'tir.

La muchacha leyendo un libro es Kate.

Kütüphanede kitap okuyan kimse yok.

No hay nadie leyendo en la biblioteca.

Ve meydan okuyan koruyucu bir türün

generosa y afectuosa de una especie

Bir iklim aktivisti her denemeyi okuyan

Un activista climático no es una persona que ha leído cada estudio

Bir gazete okuyan adam onun babası.

- El hombre que está leyendo el diario es su padre.
- El hombre que está leyendo un periódico es su padre.

Şurada kitap okuyan adam benim babam.

El hombre que está allí leyendo un libro es mi padre.

Seni Almanca okuyan bazı arkadaşlarla tanıştıracağım.

Te voy a presentar algunos amigos que estudian alemán.

Bir yemek kitabı okuyan kız Kate'tir.

La chica que está leyendo un libro de cocina es Kate.

Yedinci sınıfta okuyan bir grup yanıma gelip

Un grupo de alumnos del séptimo grado se me acercó a mí y me dijo:

Ama çoğunlukla, cevaplara meydan okuyan komik sorularla:

pero también de preguntas raras que parecen no tener respuestas:

Aynı gazeteyi okuyan diğer insanlarla da tanışırlar,

conocían a más gente que leía el mismo periódico,

Zaman geçirmek için kitap okuyan kişiler var.

Hay gente que lee libros para matar el tiempo.

Bir ağacın altında okuyan bir kız var.

Hay una niña leyendo bajo un árbol.

Tom her zaman kendi bildiğini okuyan tipte biri.

Tom es el tipo de persona que siempre tiene que salirse con la suya.

- Büyükannem başına buyruk birisidir.
- Anneannem bildiğini okuyan biridir.

Mi abuela es una persona muy independiente.

Sonra size slaytları okuyan bir profesör tarafından uyandırıldığınız?

¿Sólo para ser despertados por el profesor leyéndoles diapositivas?

Sık sık okuyan ve sık sık dolaşan çok görür ve çok bilir.

El que lee mucho y anda mucho, ve mucho y sabe mucho.

. Korkusuz ve sonuna kadar meydan okuyan o , ordusunun çoğunun yanında boğazında bir İngiliz okuyla öldü

Valiente y desafiante hasta el final, murió con una flecha inglesa en la garganta, junto a la

Kitap okuyan biri hayatı boyunca bin farklı hayat yaşarken, hiç kitap okumayan biri sadece tek bir hayat yaşar.

Un lector vive mil vidas antes de morir, un hombre que no lee nunca solo vive una.