Translation of "Havanın" in Spanish

0.004 sec.

Examples of using "Havanın" in a sentence and their spanish translations:

Havanın küresel olarak garipleşmesiyle

Con el extrañamiento global ante el clima,

Havanın tekrar ısınacağını anlıyorum.

Parece que está volviendo a hacer calor.

Havanın güzel olacağını umuyorum.

Espero que haga buen tiempo.

- Yarın havanın iyi olacağını umuyorum.
- Yarın havanın güzel olacağını umuyorum.

Espero que mañana haga buen tiempo.

Ağzındaki alıcılar havanın tadına bakıyor.

Los receptores de la boca prueban el aire.

Tom havanın sıcak olduğunu söylüyor.

Tom dice que hace calor.

Yarın havanın iyi olmasını umalım.

Esperemos que haga buen clima mañana.

Orada havanın çok soğuk olduğunu biliyorum.

Sé que allá el clima es helado.

Havanın yarın açıp açmayacağını merak ediyorum.

Me pregunto si se despejará para mañana.

Tom havanın sıcak olmasından nefret eder.

Tom odia que haga calor.

Havanın yarın nasıl olacağını merak ediyorum.

Me pregunto cómo estará el tiempo mañana.

Yarın havanın iyi olacağını düşünüyor musun?

¿Crees que mañana hará buen tiempo?

Tom havanın çok soğuk olduğunu söyledi.

Tom dijo que hacía mucho frío.

Bu fırtınalı havanın devam etmeyeceğini umuyorum.

Espero que este tiempo tormentoso no vaya a más.

Tom yarın havanın iyi olacağını umuyor.

Tom espera que esté bien para mañana.

Geceleri soğuk havanın alçalacağı bir yer vardır.

Así, por la noche, el aire frío tiene dónde quedarse.

Havanın yarın nasıl olacağını tahmin etmek zor.

Es difícil predecir cómo estará el tiempo mañana.

Temiz havanın keyfini çıkarabilmem için pencereyi açıyorum.

Abro la ventana para poder disfrutar el aire fresco.

Havanın temiz olduğu sakin bir şehirde yaşamak istiyorum.

Quiero vivir en una ciudad apacible donde el aire sea limpio.

John temiz havanın iyi bir şey olduğundan emin.

John está seguro, el aire fresco es una cosa buena.

Buradaki bir klima havanın, restoranın bu kısmında dolaşmasını sağladı.

Una unidad de aire acondicionado justo aquí mantenía el aire circulando a través de esta sección del restaurante.

Havanın içerideki ve dışarıdaki hareketinin arasında devasa bir fark var.

La diferencia entre cómo el aire se mueve en interiores, versus al aire libre es enorme.

Bugünkü hava durumu tahmini yarın havanın muhtemelen iyi olacağını söylüyor.

La predicción del tiempo de hoy dice que probablemente haga bueno mañana.

Bugün ilerleyen saatlerde havanın daha da soğuması ve kar yağması bekleniyor.

Se supone que va a hacer más frío y a nevar a lo largo del día de hoy.

Ama o dağlardan uzak durmak gerekir. Orası havanın en kötü olduğu yer olacaktır.

Pero es mejor evitarla. Allí es donde hay peor clima.

- Havanın sağlığımızla ilgisi var.
- Hava durumunun sağlığımızla ilgisi var.
- Hava şartlarının sağlığımızla ilgisi vardır.

El clima tiene mucho que ver con nuestra salud.

Ama burası oldukça yavaş bir güzergâh ve de havanın sıcak olması ilaçlar için bir sorun.

Pero es un camino, aunque lento.  Eso será un problema para la medicina, con este calor.