Translation of "Hataları" in Spanish

0.012 sec.

Examples of using "Hataları" in a sentence and their spanish translations:

Hataları düzelt.

Corrija los errores.

Biz hataları düzeltiriz.

Corregimos los errores.

Herkesin hataları vardır.

Todos tienen defectos.

Lütfen hataları düzeltin.

- Por favor, corrige los errores.
- Por favor, corregid los errores.

Her insanın hataları vardır.

Todo hombre tiene sus defectos.

Eğer varsa hataları düzelt.

Corrija los errores si hay alguno.

Eğer varsa, hataları düzeltin.

Corrige los errores, si es que hay.

Düşünülen ilaç verme hataları diyelim,

considerados basados en un error humano,

Çoğu insan aynı hataları yapar.

Mucha gente comete errores similares.

Tüm yazım hataları için üzgünüm.

Perdón por todos los errores ortográficos.

Aynı hataları tekrar yapmak istemiyorum.

No quiero volver a cometer los mismos errores.

Erkek kardeşime kompozisyonumdaki hataları düzelttirdim.

Mi hermano me corrigió los errores de la redacción.

Tom hataları için Mary'yi suçluyor.

Tom culpa a Mary por sus errores.

İnsan kaynaklı ilaç verme hataları üzerine.

errores que tuvieran que ver con los humanos.

Sonra, tüm bu hataları görmezden gelip

Luego dijeron que ignoraron todo eso

Bu cümlenin dil bilgisi hataları yok.

- La oración no contiene errores gramaticales.
- Esta frase está libre de errores gramaticales.

Cümlenin herhangi dil bilgisi hataları yoktur.

- La oración no contiene errores gramaticales.
- La oración no tiene errores gramaticales.

Tekrar tekrar aynı hataları yapmak istemiyorum.

No quiero cometer el mismo error otra vez.

Tom'un denemesinin birçok yazım hataları vardı.

La composición de Tom tenía muchos errores de mecanografía.

Onun hataları var, ama onu seviyorum.

Ella tiene sus defectos, pero me gusta.

Birçok genç erkek, aynı hataları işleme eğilimindedir.

Muchos jóvenes tienden a cometer los mismos errores.

Tom bütün hataları düzeltti. Rapor şimdi mükemmel.

Tom corrigió todos los errores. Ahora el informe está perfecto.

Öğretmen öğrenciler tarafından yapılan gramatik hataları gösterdi.

El maestro señaló los errores gramaticales cometidos por los alumnos.

Yani işleri ilaç verme hataları üzerine veri toplamaktı.

Así que su trabajo era recolectar datos sobre errores de drogas,

İzin verin öncelikle kendi değerlerim hakkındaki hataları paylaşayım.

Primero quisiera hacer una confesión de mis errores en mis valores.

Denememi okur musun, eğer varsa hataları düzeltir misin?

¿Puedes leer mi ensayo y corregir los errores que haya?

Prensip ile bu hataları yapmaktan nasıl kaçınabileceğimiz hakkında konuşacağım.

y cómo podemos evitarlo basándonos en un sencillo principio.

Sağlık hataları ABD'de ölümlerin, kanser ve kalp hastalıklarından sonra,

Se ha reportado que los errores médicos son la tercera causa de muerte en EE. UU.,

Ancak gerçek şu ki toplumca sosyal hataları suç yapıyoruz,

Pero la realidad es que, como sociedad, criminalizamos los males sociales,

Bazen, hataları düzeltmekte benden hızlısın, bazen de hata yapmakta.

A veces, eres capaz de corregir más rápido que yo ... de cometer el error.

Bu kitabın çok sayıda hataları var, ama o ilginçtir.

- Este libro tiene varios errores, pero es interesante.
- Este libro tiene unos cuantos errores, pero es interesante.

O onu hataları olduğu için gittikçe daha çok seviyor.

Ella lo ama todavía más porque tiene defectos.

Tom kendi hataları için diğerlerini suçlayan kişi türü değildir.

Tom no es la clase de persona que culpa a los otros por sus propios errores.

Tom hataları için her zaman başka birini suçlamaya çalışır.

Tom siempre trata de culpar a otro por sus errores.

Bu sekiz ekibin hataları konuşmak söz konusu olduğunda diğerlerine kıyasla

Encontró que estas unidades, estas ocho unidades eran muy diferentes

Onun bazı hataları var ama buna rağmen ben onu seviyorum.

Tiene unos defectos, sin embargo me cae bien.

Bazı baskı hataları var fakat her şeyi hesaba katarsak iyi bir kitap.

Hay algunos errores de impresión, pero en general, es un buen libro.

Başkalarının hataları işaret edildiğinde bu hoşumuza gider, fakat bizimkiler işaret edildiğinde değil.

Nos gusta señalar los errores de los demás, pero no que señalen los nuestros.

Tom, anne ve babasının kendisine yapmış olduğu hataları kendi çocuklarına yapmamak konusunda kararlıydı.

Tom estaba decidido a no cometer con sus hijos los mismos errores que sus padres habían cometido con él.