Translation of "Hatırlayamıyor" in Spanish

0.006 sec.

Examples of using "Hatırlayamıyor" in a sentence and their spanish translations:

Tom, Mary'nin adresini hatırlayamıyor.

- Tom no se acuerda de la dirección de Mary.
- Tom no logra acordarse de la dirección de Mary.

Tom belgeleri nereye sakladığını hatırlayamıyor.

Tom no puede recordar dónde escondió los documentos.

Tom, anaokulu öğretmeninin adını hatırlayamıyor.

Tom no puede recordar el nombre de su maestra de jardín de infantes.

Tom güneş gözlüğünü nereye koyduğunu hatırlayamıyor.

Tom no se acuerda dónde puso sus gafas.

Tom pembe çoraplarını nerede aldığını hatırlayamıyor.

Tom no se puede acordar de dónde se compró sus calcetines rosados.

Tom Mary'nin söylediği bir şeyi hatırlayamıyor.

Tom no puede recordar nada de lo que Mary dijo.

Hiç kimse onun soyadını tam olarak hatırlayamıyor.

Nadie recuerda con exactitud su apellido.

Tom anahtarlarını nereye koyduğunu tam olarak hatırlayamıyor.

Tom no puede recordar exactamente donde puso sus llaves.

Tom arabasını nereye parkettiğini tam olarak hatırlayamıyor.

Tom no puede recordar dónde estacionó su auto exactamente.

Tom Mary'nin ne söylediğini tam olarak hatırlayamıyor.

Tom no puede recordar exactamente lo que Mary dijo.

O her şeyi unuttu ve hiçbir şeyi hatırlayamıyor.

Ella se olvidó de todo y no puede recordar nada.

Tom şarkı akortlarını hatırlayabiliyor, fakat bütün sözleri hatırlayamıyor.

Tom se puede acordar de los acordes de la canción, pero no de toda la letra.

Tom yatağında en son ne zaman yalnız uyuduğunu hatırlayamıyor.

Tom no logra recordar cuándo fue la última vez que durmió solo en su cama.

Tom Mary'nin ebeveynleri ile ilk kez ne zaman karşılaştığını hatırlayamıyor.

Tom no se acuerda de cuándo exactamente conoció a los padres de Mary.

David'in o kadar çok arkadaşı var ki onların tüm isimlerini bile hatırlayamıyor.

David tiene tantas amigas que ni siquiera se acuerda de todos sus nombres.

- David'in o kadar çok kız arkadaşları var ki o onların isimlerinin hepsini hatırlayamıyor.
- David'in isimlerini aklında tutamayacağı kadar kız arkadaşı var.

- David tiene tantas amigas que no puede acordarse de los nombres de todas.
- David tiene tantas novias que no consigue recordar el nombre de todas ellas.