Translation of "Gelmediğini" in Spanish

George'un gelip gelmediğini bilmiyorum.

No sé si viene George.

Onun niçin gelmediğini anlayamıyorum.

No logro entender por qué no vino.

Bana onun gelip gelmediğini sordu.

Me preguntó si ella vendría.

Partiye niçin gelmediğini merak ediyorum.

Me pregunto por qué no vino a la fiesta.

Onun niçin gelmediğini merak ediyorum.

Me pregunto por qué estuvo ausente.

Sadece gelip gelmediğini bilmek istiyorum.

Solo quisiera saber si vienes o no.

Onların gelip gelmediğini bilmek istiyorum.

Me gustaría saber si han llegado.

Dün neden gelmediğini öğrenmek istiyorum.

Necesito saber por qué no viniste ayer.

Dün niçin gelmediğini bilmek istiyordum.

- Quería saber por qué no viniste ayer.
- Quería saber por qué no vinieron ayer.

Tom Mary'nin gelip gelmediğini bilmiyor.

Tom no sabe si Mary vendrá o no.

- Buraya artık neden kimsenin gelmediğini çözemiyorum.
- Buraya artık neden kimsenin gelmediğini anlayamıyorum.

No me puedo imaginar por qué ya nadie viene aquí.

Niçin onun okula gelmediğini sana söyleyemem.

No puedo decirte por qué faltó a clase.

Tom bana uykumun gelip gelmediğini sordu.

Tom me preguntó si tenía sueño.

Onun partiye gelip gelmediğini biliyor musun?

- ¿Sabes si acaso vendrá a la fiesta?
- ¿Sabes si vendrá a la fiesta?

Tom neden Mary'nin partiye gelmediğini bilmiyor.

Tom no sabe por qué María no vino a la fiesta.

Tom Mary'nin niçin gelmediğini bilmek istedi.

Tom exigió saber por qué Mary no vino.

Tom'un dün gece niçin gelmediğini merak ediyorum.

Me pregunto por qué Tom no apareció anoche.

Araba gelip gelmediğini kontrol etmeden asla caddeyi geçme.

Nunca cruces la calle sin comenzar por verificar que no vengan vehículos.

Tom'un neden gelmediğini bilmiyorum ve ona sormak istemiyorum.

No sé por qué Tom no vino y no quiero preguntarle.

Tom bana geç kalmadığını fakat hâlâ gelmediğini söyledi.

Tom me dijo que no se iba a atrasar, pero todavía no se aparece.

Mary'nin otobüs ya da metroyla gelip gelmediğini bilmiyorum.

No sé si Mary viene en metro o en autobús.

Dün sadece yardım etmek için neden gelmediğini bilmek istiyorum.

Solo quiero saber por qué no viniste acá a ayudar ayer.

Tom Mary'nin onu ziyaret etmek için niçin asla gelmediğini anlayamadı.

Tom no podía entender por qué Mary no iba nunca a visitarle.