Translation of "Zamanında" in Spanish

0.036 sec.

Examples of using "Zamanında" in a sentence and their spanish translations:

Zamanında varamadı.

No llegaré a tiempo.

Zamanında gelin.

- Llega a tiempo.
- Llegue a tiempo.

Zamanında vardın.

Llegaste a tiempo.

Zamanında geldin.

Estás a tiempo.

Zamanında geldik.

Estamos a tiempo.

- Sayende zamanında geldim.
- Sayenizde, zamanında geldik.

Gracias a usted llegué a tiempo.

İşe zamanında başlamalısın.

Debes llegar al trabajo a tiempo.

Oraya zamanında varabildim.

Me las apañé para llegar a tiempo.

Tren zamanında geldi.

- El tren llegó puntual.
- El tren llegó a tiempo.

Koşmazsan zamanında varamazsın.

No llegarás a tiempo si no corres.

Tren zamanında vardı.

Nuestro tren llegó puntual.

Zamanında varacak mıyız?

¿Llegaremos a tiempo?

O, zamanında gelmedi.

Él no vino a tiempo.

Uçak zamanında geldi.

El avión llegó puntual.

Toplantıya zamanında gelmeyecek.

No va a llegar a tiempo a la reunión.

Uçak zamanında kalktı.

El avión salió a tiempo.

Zamanında oraya varmazsın.

No llegarás ahí a tiempo.

Tren zamanında ayrıldı.

El tren salió puntual.

O zamanında geldi.

Él llegó a tiempo.

Randevuya zamanında geldi.

Él llegó a tiempo a la cita.

Bunu zamanında yapmayacağım.

No voy a alcanzar a hacerlo.

Keşke zamanında dönebilsem.

Ojalá pudiera volver en el tiempo.

Zamanında okula ulaşmadım.

No llegué a tiempo a la escuela.

Oraya zamanında varabildik.

Conseguimos llegar allá a tiempo.

Tom zamanında geldi.

Tom llegó a tiempo.

Zamanında oraya varamadım.

No pude llegar a tiempo.

Zamanında müdahale de edemeyince

no intervinieron a tiempo

Kar zamanında varmamızı engelledi.

La nieve impidió que llegáramos a tiempo.

Her zaman zamanında gel.

Llega siempre a tiempo.

Onu zamanında yapabilir misin?

¿Alcanzas a hacerlo?

Şanslısınız. Uçak zamanında geldi.

Tienes suerte. El avión es puntual.

Öğrencilerden hiçbiri zamanında gelmedi.

Ninguno de los alumnos ha llegado a tiempo.

Toplantımız nadiren zamanında başlar.

Las reuniones raramente comienzan a la hora prevista.

Ben istasyona zamanında varabildim.

Logré llegar a la estación a tiempo.

Tam zamanında oraya vardım.

Llegué ahí justo a tiempo.

Tren Kyoto'ya zamanında vardı.

El tren llegó a Kioto a tiempo.

O zamanında gelebilir mi?

¿Ella puede ser puntual?

Onlar tam zamanında vardılar.

Llegaron justo a tiempo.

Tren için zamanında varacak.

Llegará a tiempo para el tren.

Yağmura rağmen zamanında vardı.

Llegó a tiempo a pesar de la lluvia.

Tren zamanında istasyondan ayrıldı.

El tren salió de la estación con puntualidad.

Son trene zamanında yetiştim.

Ellos llegaron justo a tiempo para el último tren.

Tom genellikle zamanında gelir.

Usualmente Tom se aparece a tiempo.

Tom tam zamanında geldi.

Tom apareció justo a tiempo.

O asla zamanında gelmez.

Ella nunca es puntual.

Neyse ki zamanında oradaydım.

Afortunadamente, llegué a tiempo.

Oraya zamanında vardın mı?

¿Llegaste ahí a tiempo?

Zamanında varmak için koştum.

Corrí para llegar a tiempo.

Şanslı olursam, zamanında varırım.

Si tengo suerte, llegaré a tiempo.

Tom zamanında buraya gelemeyecek.

Tom no podrá llegar acá a tiempo.

Fırtına zamanında ulaşmamızı engelledi.

La tormenta nos impidió llegar a tiempo.

O, zamanında oraya varabildi.

Él consiguió llegar allá a tiempo.

Tren zamanında Kyoto'ya vardı.

El tren llegó a Kioto a tiempo.

Zamanında gelmemek çok kötüdür.

Es muy malo no llegar a tiempo.

Herkes sınıfa zamanında geldi.

Todos llegaron a clase a tiempo.

Okula tam zamanında vardı.

Llegó a la escuela justo a tiempo.

Zamanında varmak için koşmalıyız.

Tenemos que correr para llegar a tiempo.

Biz zamanında varacak mıyız?

- ¿Llegaremos a tiempo?
- ¿Estaremos a tiempo?

Sanırım onu zamanında yapabiliriz.

Creo que alcanzaremos a hacerlo.

Onun zamanında geleceğinden eminim.

Estoy seguro de que llegará a tiempo.

Buraya zamanında gelmeyeceğini düşündüm.

- Pensé que no llegarían aquí a tiempo.
- Pensé que no llegarías aquí a tiempo.

Onun dersi zamanında başladı.

Su conferencia empezó a tiempo.

Biz eve zamanında gelemeyiz.

No podremos llegar a casa a tiempo.

Biz zamanında eve varamayacağız.

No podremos llegar a casa a tiempo.

Biz istasyona zamanında vardık.

Llegamos a la estación a tiempo.

Oyun tam zamanında başladı.

El juego empezó a la hora exacta.

O genellikle zamanında gelir.

Él normalmente viene puntual.

Tom asla zamanında varmaz.

Tom nunca llega a tiempo.

Bazen tren zamanında gelmez.

A veces no llega el tren a tiempo.

Tom istasyona zamanında ulaşmadı.

Tom no llegó a tiempo a la estación.

Konsere zamanında varacak mıyız?

¿Llegaremos al concierto a tiempo?

Biz ofise zamanında vardık.

Llegamos a la oficina a tiempo.

Onların zamanında geleceğine inanabilirsin.

Puedes estar seguro de que llegarán a tiempo.

Köprüyü yapmayı zamanında bitirdiler.

Terminaron de construir el puente a tiempo.

Ben zamanında istasyona vardım.

Llegué a la estación a tiempo.

Oraya zamanında varacağımızı umalım.

Esperemos que vayamos a llegar allí a tiempo.

Tom onu zamanında yaptı.

Tom lo hizo a tiempo.

Tom asla zamanında gelmez.

- Tom no llega nunca a tiempo.
- Tom no es nunca puntual.

Tom kesinlikle zamanında gelecek.

Tom de seguro vendrá a tiempo.

Tom okula zamanında varmadı.

Tom no llegó a tiempo a la escuela.

Herkes partiye zamanında geldi.

Todos llegaron a la fiesta.

- Tom kapıdan tam zamanında girdi.
- Tom kapıdan içeri tam zamanında girdi.

Tom entró por la puerta justo en el mejor momento.