Translation of "Dişi" in Spanish

0.016 sec.

Examples of using "Dişi" in a sentence and their spanish translations:

Bir dişi.

Una hembra.

Dişi hâlen kararsız.

Aún está indecisa.

Dişi, mesajı alıyor.

La hembra recibe el mensaje.

Heather'ın dişi ağrıyor.

A Heather le duele el diente.

Yakınlarda bir dişi var.

Hay una hembra cerca.

Bir dişi daha geldi.

Otra hembra.

Kaplumbağaların dişi olur mu?

¿Las tortugas tienen dientes?

Dişi geyiğe maral denir.

La cierva es la hembra del ciervo.

Koko bir dişi gorildir.

Koko es una gorila hembra.

Dişi olduğunu biliyoruz, değil mi?

Sabemos que es la hembra, ¿verdad?

Dişi, yolu çok iyi biliyor.

Ella conoce la ruta de memoria.

Dişi lider burnunu takip ediyor.

La matriarca sigue su nariz.

Bir dişi, diğerlerinden ayrı düşüyor.

Una hembra queda separada de los demás.

Onun az sayıda dişi vardı.

Él tenía pocos dientes.

Dişi aslan sonunda ceylanı kovaladı.

La leona al final dio caza a la gacela.

Dişi tavukları daha da kötüsü bekler.

Las hembras lo tienen peor.

Dişi puma avantajı ele geçirmiş durumda.

El puma hembra, ahora, tiene ventaja.

Ayrı düşen dişi, aslanlarla çarpışmasını kaybetmiş.

La hembra aislada perdió la batalla con los leones.

Bir dişi kurt o çocuğu aldı

una loba se llevó a ese niño

Bu dişi köpek kendi sahibini ısırıyor.

La perra está mordiendo a su dueña.

Oğlan dişi koyunlara göz kulak oluyor.

El chico vigila a las ovejas.

Daha aydınlık olması dişi aslanın avlanmasını zorlaştırıyor.

La mayor iluminación dificulta la caza de la leona.

Dişi puma görebiliyor. Guanako ise neredeyse kör.

Ella puede ver donde el guanaco está casi ciego.

Dişi kaplumbağalar tam da bu anı bekler.

Justo lo que las tortugas hembra estaban esperando.

Bu dişi ileride on metre büyüklüğü aşabilir.

Esta hembra podría crecer más de diez metros.

Bir fil sürüsü, dişi liderlerinin öncülüğünde ilerlemekte.

Guiada por su matriarca, una manada de elefantes está en movimiento.

Ama dişi lider yakında su olduğunu biliyor.

Pero la matriarca sabe que están cerca del agua.

O köpek erkek mi yoksa dişi mi?

¿Es ese perro macho o hembra?

Yorgunluktan çatlamak üzere. Ama biliyor ki dişi yakında.

Está a punto de agotarse. Pero sabe que ella está cerca.

Dişi, yumurtalarını bırakır bırakmaz erkekler sperm bulutları saçıyor.

En cuanto expulsa sus óvulos, los machos liberan cortinas de esperma.

Bu dişi, eşini de bu şekilde bulmuş olabilir.

Y es cómo, quizá, encontró pareja.

...dişi lider, tüm kasabaya yayılmış sürüyle iletişim kurabilir.

la matriarca se comunica con la manada por toda la ciudad.

Her bir dişi 100'ün üzerinde yavru doğurabilir.

Cada hembra puede tener más de 100 cachorros.

Ulrike güzel bir Alman ve dişi ilk adıdır.

Ulrike es un bello nombre femenino en alemán.

Üç tane köpeğim var; birisi erkek, diğerleri dişi.

Tengo tres perros; uno es macho y los otros son hembras.

Elbette, dişi yaban arısının yumurtalarını incir çiçeğinin içine bırakması,

De hecho, un higo es factible

Dişi, düetine en iyi eşlik eden erkeği seçme eğiliminde.

la hembra elige un macho que mejor cante para su dúo.

Bir dişi aslan, 13 aslandan oluşan sürüsüyle ava çıkmış.

Una leona y un grupo de 13, su manada, están a la caza.

Bu genç sürünün hayatta kalması baş dişi aslana bağlı.

La supervivencia de esta joven manada depende de la leona principal.

Kendi acemi sürüsünün yarattığı kargaşa dişi için avantaja dönüşüyor.

El caos causado por la manada de novatos se convierte en su ventaja.

Dişi, zehirli dişini bir geçirdi mi yolun sonu gözükür.

Una mordida de esos colmillos, y todo acabará.

Ev kedisi büyüklüğündeki dişi kolugo doyurucu bir yemek olacaktır.

Del tamaño de un gato doméstico, sería una comida decente.

Dişi aslan, Yeni Ay'ın kara gecelerinin getirdiği avantajı yakında kaybedecek.

Pronto, la leona perderá las ventajas que traen las noches oscuras.

Işıkları, zemindeki kanatsız dişilere işaret göndermektedir. Dişi, pirinç tanesi kadardır.

Su luz es una señal para las hembras sin alas en el suelo. Ella tiene el tamaño de un grano de arroz.

Hâlâ yavrularını emziren ve kendi iştahı da epey açık olan dişi...

Aún cuidando a su cría y con muchísimo apetito propio,

Ki bunlar saç kılı, tırnak örnekleri, süt dişi ve DNA içermektedir.

que incluye mechones de pelo, uñas, dientes de leche y ADN.

1957 yılında, Sovyetler Birliği uzaya Laika adlı bir dişi köpek gönderdi.

En 1957, la Unión Soviética envió al espacio a una perra llamada Laika.

- Oğlumun dişi ağrıyor.
- Oğlum diş ağrısı çekiyor.
- Oğlumun diş ağrısı var.

Mi hijo tiene un dolor de muelas.

Dişi, Ay küçülmeye devam ederken... ...en kara gecelerden en iyi şekilde faydalanmalı.

Mientras la luna sigue menguando, ella debe aprovechar al máximo las noches más negras.

Echigo'da dişi kar ruhları olduğunu duydum ama bunun doğru olup olmadığını bilmiyorum.

He oído hablar que en Echigo había espíritus hembras de nieve, pero no sé si es verdadero o no.

Termal görüntüleme, şahane bir stratejiyi gözler önüne seriyor. Dişi aslan, intizamsız sürüden ayrılıyor.

Las imágenes térmicas revelan una estrategia notable. La leona se separa de su grupo alborotador.

Bu dişi ateş böceği mürekkep balığı abisten yüzlerce metre yukarıya doğru göç ediyor.

Esta hembra de calamar luciérnaga está migrando a cientos de metros desde el abismo.

...düşmanın yaklaştığını kaçırmaları işten bile değil. Bu, dişi aslan için en iyi fırsat olabilir.

es muy fácil pasar por alto el enfoque de su enemigo. Puede que sea la mejor oportunidad de la leona.

Dişi, kendisinden yüzde 20 daha ağır olduğundan onu zapt etmek için var gücünü kullanmalıdır.

Pesa un 20 % más que él, así que él necesita toda su fuerza para sostenerla.