Translation of "Bakma" in Spanish

0.004 sec.

Examples of using "Bakma" in a sentence and their spanish translations:

Bakma.

- No miréis.
- No miren.

Kutuya bakma.

No mires en la caja.

Aşağıya bakma.

No mires abajo.

Bana bakma.

No me mires.

Ona bakma!

- ¡No la mires!
- ¡No la mirés!
- ¡No la mire!

Kusura bakma.

- No te preocupes.
- No os preocupéis.

Yukarıya bakma.

No mires hacia arriba.

Kameraya bakma.

- No mires a la cámara.
- No mirés a la cámara.
- No miréis a la cámara.
- No mire a la cámara.
- No miren a la cámara.

Bana bakma!

No me mires.

Pencereden dışarı bakma.

No mires por la ventana.

Bana öyle bakma.

No me mires así.

Bakma şeklini seviyorum.

Me gusta cómo luces.

Bana böyle hüzünlü bakma.

- No me pongas una cara tan triste.
- No me mires tan triste.
- No me lances una mirada tan triste.

Bana o şekilde bakma.

No me mires así.

Tom'a bakma. Bana bak.

No mires a Tom, mírame a mí.

- Geriye bakma.
- Geriye bakmayın.

No mires atrás.

Köprüyü geçerken, aşağıya bakma.

Cuando pase el puente no mire hacia abajo.

Kusura bakma ama hatalısın.

- Dispénseme, pero está usted en un error.
- Lo siento, pero te equivocas.

Böyle hüzünlü gözlerle bana bakma.

No me mires con esos ojos tan tristes.

Onun sana bakma tarzını sevmiyorum.

No me gusta cómo te mira.

Tom'un sana bakma tarzından hoşlanmıyorum.

No me gusta la forma en que Tom te mira.

Yedi farklı şekilde bakma becerim var.

de siete maneras distintas de inmediato.

Dünyaya derinden ve yakından bakma arzumun,

Mi amor por mirar profundamente y de cerca el mundo,

Ailesine bakma gibi erkeklere yakıştırılan idealleri

por no estar a la altura de estos ideales masculinos

Tavana bakma yerine bir roman okuyabilirsin.

Podrías estar leyendo una novela en vez de estar mirando el techo.

Lütfen yemek yerken cep telefonuna bakma.

Por favor, no mires tu celular mientras estamos comiendo.

Bakma tarzında yanlış bir şey yok.

No hay nada de malo en como te ves.

Sadece fakir olduğu için ona tepeden bakma.

No lo desprecies solo porque es pobre.

Onun işlere karanlık tarafından bakma eğilimi var.

Ella tiende a ser pesimista.

- Üzgünüm, dalmışım.
- Kusura bakma, kafam başka bir yerdeydi.

Lo siento, pero mi mente estaba en otra parte.

- Dün gece için kusura bakma.
- Dün gece için üzgünüm.

- Lamento lo de anoche.
- Siento lo de anoche.

Onun bana bakma tarzı bana kötü bir his verdi.

La forma en que me miró me dio mala espina.

Bir kişinin bir şeye bakma tarzı onun durumuna bağlıdır.

El punto de vista de uno depende de dónde esté sentado.