Translation of "Aşağıya" in Spanish

0.005 sec.

Examples of using "Aşağıya" in a sentence and their spanish translations:

Aşağıya mı?

¿Hacia abajo?

Aşağıya bakma.

No mires abajo.

Aşağıya gel.

Baja aquí.

Aşağıya baktım.

Yo miré hacia abajo.

Annelerde aşağıya inmiştir

cayó en madres

Lütfen aşağıya gel.

- Por favor, bajen por las escaleras.
- Por favor, vayan abajo.

Oradan aşağıya in.

Bájate de ahí.

Asansörle aşağıya indik.

Bajamos en el ascensor.

Aşağıya geliyor musun?

¿Vas a bajar?

Hadi aşağıya gidelim.

- Baja.
- Baje.

Merdivenlerden aşağıya gidiyorum.

- Voy bajando las escaleras.
- Bajo las escaleras.

Tom'u aşağıya getir.

¡Trae aquí a Tomás!

Yukarıdan aşağıya bir model.

un modelo de arriba hacia abajo controlado por la corporación.

Eğer aşağıya yürüyerek inemiyorsam

si no puedo bajar andando,

Aşağıya inmenin yolunu bulmalıyım.

Debo pensar cómo bajar.

Ve aşağıya doğru aktı.

y se filtra hacia abajo.

O aşağıya kahvaltıya indi.

Bajó a desayunar.

Ben merdivenlerden aşağıya iniyorum.

Bajo las escaleras.

Köprüyü geçerken, aşağıya bakma.

Cuando pase el puente no mire hacia abajo.

Çocuklar tepeden aşağıya koştular.

- Los niños corrieron colina abajo.
- Los niños bajaron corriendo la colina.

Tom merdivenlerden aşağıya koştu.

Tom bajó corriendo las escaleras.

Görünüşe göre aşağıya doğru gidiyor.

Parece que este va hacia abajo.

TV setimizi aşağıya bodruma getirdi.

Bajó nuestra televisión al sótano.

Kız çatıdan aşağıya atlamaya korkuyordu.

La niña tenía miedo de saltar del tejado.

O, caddeden aşağıya yavaşça yürüyordu.

Él caminaba lentamente por la calle.

Aşağıya eğil. Tavan çok alçak.

Agachen la cabeza que el techo es muy bajo.

13.000 ebabil bir bacadan aşağıya kayboluyor.

Trece mil vencejos que desaparecen en una chimenea,

Aşağıya kadar uzun bir yol var.

Es un largo trecho.

Demek aşağıya serbest inişle ulaşmamı istiyorsunuz?

Así que quieren que llegue allí vía escalada libre.

Uçan sincap ağaçtan aşağıya uçarak geldi.

La ardilla voladora bajó volando del árbol.

Kocaman bir canavar dağdan aşağıya iniyor.

Un monstruo gigante viene bajando la montaña.

Tom Mary'nin onu aşağıya bırakmayacağını biliyordu.

Tom sabía que Mary no lo defraudaría.

Onlar onu yukarıdan aşağıya muayene ediyorlar.

Lo examinan de arriba abajo.

Burada kalıp aşağıya inerek ormana mı ulaşalım?

¿O nos quedamos aquí e intentamos bajar y llegar al bosque?

Helikopter pilotuna aşağıya bir halat göndermesini söyle!

¡Decile al piloto del helicóptero que tire una cuerda!

- O, merdivenlerden aşağıya geliyordu.
- O merdivenlerden iniyordu.

Ella iba bajando por las escaleras.

Tom ve Mary birlikte merdivenlerden aşağıya indi.

Tom y María bajaron las escaleras juntos.

Tom köpeğini okşamak için elini aşağıya uzattı.

Tom se agachó para acariciar a su perro.

Kano ile bir nehirden aşağıya doğru gittik.

Nosotros bajamos por el río en canoa.

Tom, Maria! Aşağıya gelin çocuklar, yemek hazır.

¡Tom, María! ¡Vengan abajo, niños, la comida está lista!

Aşağıya kadar uzun bir mesafe var. İşte orada.

Es un gran descenso. Allí está.

Tamam, bu halatı bu kayaya dolayıp aşağıya ineceğim

Ataremos esta cuerda a esta roca y bajaremos

Amerika'nın batı kıyısından aşağıya 5.000 kilometrelik göç yolundalar.

en una migración de 5000 kilómetros por la costa oeste de los Estados Unidos.

Sokaktan aşağıya doğru yürürken, eski bir arkadaşa rastladım.

Caminando por la calle, me encontré con un viejo amigo.

Tom ve Mary yoğun kaldırımdan aşağıya doğru yürüdü.

Tom y Mary caminaron por la concurrida acera.

Küçük bir tekne ile nehirden aşağıya doğru gittik.

Bajamos por el río en una barca pequeña.

O, yanaklarından aşağıya doğru akan gözyaşlarıyla mektubu okudu.

Él leyó la carta, con lágrimas deslizándose por sus mejillas.

Tom caddeden aşağıya doğru yürürken ıslıkla bir melodi çaldı.

Tom silbaba una melodía mientras caminaba por la calle.

Eğer'ki buzul kütlenin üzerine çıkıp devam edersek dünyadan aşağıya düşebiliriz

si subimos a la masa del glaciar y continuamos, podemos caer de la tierra

Ancak Avusturyalılar, kırılgan köprüleri yıkmak için nehirden aşağıya engeller indirirken,

Pero los refuerzos y las municiones que se necesitaban desesperadamente

Bu caddeden aşağıya doğru git ve üçüncü ışıkta sağa dön.

Baje esta calle derecho y gire a la derecha en el tercer semáforo.

Bütün denizlerin okyanusların'da burdan bu şekilde güney yarım küreden aşağıya dökülmesi gerekmiyormu

¿No deberían verterse todos los mares en el hemisferio sur desde aquí en los océanos?

Tom gecenin ortasında terk edilmiş sokaktan aşağıya doğru yürürken biraz huzursuz hissetti.

Tom se sintió un poco incómodo al caminar por la calle desierta en medio de la noche.

O zaman bir süre sonra bizim dünyanın sonuna gittiğimizde aşağıya düşmemiz gerekmez mi?

¿No deberíamos caer cuando vamos al fin del mundo después de un tiempo?