Translation of "İbadet" in Spanish

0.003 sec.

Examples of using "İbadet" in a sentence and their spanish translations:

Hindular tapınaklarda ibadet ediyor.

Los hindúes oran en los templos.

Müslümanlar Allah'a ibadet eder.

Los musulmanes adoran a Dios.

İbadet için ortamlar inşa ettik.

Construimos ambientes para la adoración.

Onlar her Pazar ibadet ederler.

Ellos van a misa todos los domingos.

Ben tanrıça Astarte'ye ibadet ediyorum.

Adoro a la diosa Astarte.

Kilise ibadet edilen bir yerdir.

Una iglesia es un lugar para rezar.

- Hiç camide namaz kıldın mı?
- Camide namaz kıldın mı hiç?
- Camide hiç ibadet ettin mi?

¿Has orado en una mezquita alguna vez?

- İnsanları ibadet ederken katletmek akla gelebilecek en aşağılık şey.
- İnsanları dua ederken öldürmek akla gelebilecek en alçakça şey.

Matar gente que está rezando es la cosa más despreciable que uno pueda imaginarse.

Roma dünyasında hüküm süren muhtelif ibadet şekillerinin tümü, insanlar tarafından mütesaviyen doğru, düşünürü tarafından yanlış, yargıcı tarafından da faydalı olarak görüldü. Ve böylelikle müsamaha yalnızca karşılıklı müsamahayı değil, aynı zamanda dinsel uyumu da ortaya koydu.

Los diferentes modos de culto que prevalecieron en el mundo romano fueron todos consideraros por el pueblo como igualmente verdaderos, por el filósofo como igualmente falsos, y por el magistrado como igualmente útiles. Y así la tolerancia produjo no sólo la indulgencia mutua, sino incluso la concordia religiosa.

Herkesin, fikir, vicdan ve din hürriyeti hakkı vardır; bu hak, din veya kanaat değiştirmek hürriyeti, dinini veya kanaatini tek başına veya topluca, açık olarak veya özel surette, öğretim, tatbikat, ibadet ve ayinlerle izhar etmek hürriyetini içerir.

Toda persona tiene derecho a la libertad de pensamiento, de conciencia y de religión; este derecho incluye la libertad de cambiar de religión o de creencia, así como la libertad de manifestar su religión o su creencia, individual y colectivamente, tanto en público como en privado, por la enseñanza, la práctica, el culto y la observancia.