Translation of "Ederler" in Spanish

0.008 sec.

Examples of using "Ederler" in a sentence and their spanish translations:

Kendilerini feda ederler.

Se sacrifican a sí mismos.

- Bazıları tartışmaktan nefret ederler.
- Bazı insanlar tartışmaktan nefret ederler.

Algunas personas odian discutir.

O ölüye eşlik ederler

él acompaña a los muertos

Aptallar düşünmeden hareket ederler.

Cuando un tonto coge un camino el camino se acaba y el tonto sigue.

İnsanlar neden intihar ederler?

¿Por qué la gente se suicida?

Onlar bize yardım ederler.

- Ellos nos ayudan.
- Nos ayudan.
- Ellas nos ayudan.

Kediler sudan nefret ederler.

Los gatos odian el agua.

Çocuklar ebeveynlerini taklit ederler.

Los chicos imitan a sus padres.

Sincaplar çabuk hareket ederler.

Las ardillas se mueven velozmente.

Kadınlar Tom'dan nefret ederler.

Las mujeres odian a Tom.

Kediler ıslanmaktan nefret ederler.

Los gatos odian mojarse.

Fareler batan gemiyi terk ederler.

Las ratas abandonan el barco.

Onlar her Pazar ibadet ederler.

Ellos van a misa todos los domingos.

Onlar ona biraz dikkat ederler.

No le prestan mucha atención.

Onlar başka görüşleri kabul ederler.

Ellas aceptan otras opiniones.

Çocuklar sıklıkla ıspanaktan nefret ederler.

Frecuentemente, los niños odian las espinacas.

Hayvanlar içgüdülerine göre hareket ederler.

Los animales se comportan de acuerdo a sus instintos.

Onlar her zaman şikâyet ederler.

- Siempre se quejan.
- Ellos siempre se quejan.

Melekler bizi koruyup rehberlik ederler.

Los ángeles nos protegen y guían.

Yarış bisikletçileri bacaklarını tıraş ederler.

Los ciclistas de carreras se depilan las piernas.

Patronlar bazen işçilerini istismar ederler.

A veces los empleadores explotan a sus trabajadores.

Bazı erkekler bacaklarını tıraş ederler.

Algunos hombres se afeitan las piernas.

Ancak çoğu zaman hızlı hareket ederler.

Pero la mayoría de las veces, se mueven rápidamente.

çok seri ve hızlı hareket ederler

actúan muy rápido y rápido

Onlar zaman zaman bizi ziyaret ederler.

Ellos nos visitan de vez en cuando.

Bazıları her şeyi bildiklerini iddia ederler.

Algunos se atribuyen saberlo todo.

Çocuklar sık sık ebeveynlerini rahatsız ederler.

Los niños les molestan a sus padres frecuentemente.

Çocuklar can sıkıcı öğretmenlerden nefret ederler.

- Los niños odian enfadar a los profesores.
- Los niños odian a los profesores fastidiosos.

Mormon'lar kahve ve çaydan nefret ederler.

Los mormones odian el café y el té.

Genellikle, Amerikalılar büyük arabaları tercih ederler.

Generalmente, los americanos prefieren los coches grandes.

Bu insanlar, bütün yabancılardan nefret ederler.

Esta gente odia a todos los extranjeros.

- Birbirlerinden nefret ederler.
- Birbirlerinden nefret ediyorlar.

Ellos se odian.

Çocuklar morino karaciğeri yağından nefret ederler.

Los niños odian el aceite de hígado de bacalao.

Guguk kuşları burayı ilkbaharda ziyaret ederler.

El cuco visita esta zona en primavera.

Tanrılar kendilerine yardım edenlere yardım ederler.

- Los dioses ayudan a los que se ayudan.
- Los dioses ayudan a los que se ayudan a si mismos.

Onlar sık sık patronla alay ederler.

Ellos frecuentemente se burlan del jefe.

Tom ve Mary birbirlerinden nefret ederler.

Tom y Mary se odian.

Kiskadee sinek avcısı kuşun sesini taklit ederler.

Imita el sonido del mosquero kiskadee.

Rekabeti takdir ederler ve etkili iletişimi severler.

Ellos aprecian la competencia y aman la comunicación eficaz.

Genel olarak, müşteriler miktarı kaliteye tercih ederler.

En general, los consumidores prefieren cantidad a la calidad.

Bazı insanlar hiçbir neden olmadan kavga ederler.

Algunas personas discuten sin absolutamente ningún motivo.

Rehber köpekler görme özürlü insanlara yardım ederler.

Los perros guías ayudan a la gente ciega.

Bazı insanlar her şeyi bildiklerini iddia ederler.

Algunos se atribuyen saberlo todo.

Bütün insanlar doğal olarak birbirlerinden nefret ederler.

Todos los hombres se odian por naturaleza.

- Onlar örümceklerden nefret eder.
- Örümceklerden nefret ederler.

Odian las arañas.

Doktorlar kimseye zarar vermemek için yemin ederler.

- Los doctores hacen un juramento de no herir a nadie.
- Los médicos realizan un juramento de no lastimar a nadie.

Bu kuşlar kışın Kuzey Afrika'ya göç ederler.

Estas aves emigran al norte de África en invierno.

Gerçeklik ve hayaller birbirlerinin etkisini yok ederler.

La realidad y el sueño se invierten.

- İnsanlar senden eleştiri talep ederler fakat sadece övgü isterler.
- İnsanlar senden eleştiri talep ederler ama sadece övgü isterler.
- İnsanlar senden eleştiri talep ederler ancak sadece övgü isterler.

La gente te pide crítica pero solo quiere halagos.

Buza karşı yollara müdahale ederler ya? Kum kullanırlar.

¿Saben qué se usa en calles congeladas? Arena.

Fakat beslenmelerini korkunç bir yöntemle takviye ederler. Etçildirler.

Pero tienen una forma macabra de complementar su dieta. Son carnívoras.

İspanya'da öğle yemeğini yaklaşık saat iki'de servis ederler.

En España sirven el almuerzo a eso de las dos.

Ben kedileri çok severim. Onlar beni deli ederler.

Me gustan tanto los gatos... Es que me vuelven loco.

Çocuklar anne ve babalarından çok arkadaşlarını taklit ederler.

Los niños imitan a sus amigos antes que a sus padres.

Tom ve Mary hemen hemen her gün kavga ederler.

Tom y Mary pelean casi todos los días.

Farelerin de bir işlevi var. Onlar boruları temizlemek için yardım ederler.

Las ratas también tienen su función. Ayudan a desatascar las alcantarillas.

Başrahipler kuru ot biçer mi? Başrahipler asla kuru ot biçmezler. Başrahipler dua ederler!

¿Los abades siegan heno? Los abades no siegan heno. ¡Los abades rezan!

Ama sen bunları umursama ama çocuğun ders dinlemeye gelince vay benim çocuğumu kayıt ederler

pero a usted no le importan, pero cuando su hijo venga a escuchar, vaya, grabarán a mi hijo