Translation of "Zorladı" in Russian

0.008 sec.

Examples of using "Zorladı" in a sentence and their russian translations:

Yoksulluk onu çalmaya zorladı.

- Бедность заставила его воровать.
- Бедность вынудила его пойти на воровство.

Tom kapı kolunu zorladı.

Том постучал дверной ручкой.

Tom kendisini konuşmaya zorladı.

Том заставил себя заговорить.

Beni konuşma yapmaya zorladı.

Он заставил меня выступить с речью.

Oturması için onu zorladı.

Она заставила его сесть.

Tom beni ayrılmaya zorladı.

Том вынудил меня уйти.

Tom kendini gülümsemeye zorladı.

Том заставил себя улыбнуться.

Tom beni kutuyu açmaya zorladı.

Том заставил меня открыть коробку.

Tom beni oraya gitmeye zorladı.

Том заставил меня туда пойти.

Tom gitmemiz için bizi zorladı.

- Том заставил нас уйти.
- Том вынудил нас уйти.

Tom Mary'yi istifa etmeye zorladı.

Том убедил Мэри подать в отставку.

Maria, Tom'u yemek yemeye zorladı.

- Мэри заставила Тома есть.
- Мэри заставляла Тома есть.

O, onu oturması için zorladı.

Он заставил ее сесть.

Tom gitmememiz için bizi zorladı.

Том заставил нас уйти.

Ordu onu istifa etmeye zorladı.

Армия вынудила его подать в отставку.

Tom Mary'yi oturması için zorladı.

Том заставил Мэри сесть.

Tom gitmek için beni zorladı.

Том заставил меня пойти.

Kaza, Leyla'yı tekerlekli sandalyeye zorladı.

Авария приковала Лейлу к инвалидному креслу.

Seni onu yapmaya kim zorladı?

- Кто тебя заставлял это делать?
- Кто вас заставлял это делать?
- Кто Вас заставлял это делать?
- Кто тебя заставил это сделать?
- Кто вас заставил это сделать?
- Кто Вас заставил это сделать?

Tom'u şarkı söylemeye kim zorladı?

- Кто заставил Тома петь?
- Кто заставлял Тома петь?

- Tom'u onu yapmak için kim zorladı?
- Tom'u onu yapması için kim zorladı?

Кто заставил Тома это сделать?

- O işi yaptırmak için beni zorladı.
- O görevi bana yaptırmak için beni zorladı.

Она навязала мне эту работу.

Şartlar bizi toplantıyı ertelememiz için zorladı.

- Обстоятельства заставили нас отложить заседание.
- Обстоятельства вынудили нас перенести собрание.

Tom sözleşme imzalaması için Mary'yi zorladı.

Том заставил Мэри подписать контракт.

O, onu yapması için onu zorladı.

Она заставила его это сделать.

O, onu ıspanak yemesi için zorladı.

Она заставила его есть шпинат.

Tom Mary'yi onu yapması için zorladı.

Том заставил Мэри сделать это.

Tom onu yapmam için beni zorladı.

- Том заставил меня это делать.
- Том заставил меня это сделать.

Tom bunu yapmak için kendini zorladı.

Том заставил себя это сделать.

Tom bunu yapmamız için bizi zorladı.

Том заставил нас это сделать.

Anne babam beni beyzbol kulübünden ayrılmaya zorladı.

Мои родители подтолкнули меня уйти из бейсбольного клуба.

Tom evlenmek istemiyordu ama ailesi onu zorladı.

Том не хотел жениться, но родители его заставили.

Bu beni bir hafta daha kalmaya zorladı.

Это вынудило меня остаться ещё на неделю.

Tom'un annesi onu sebzelerini yemesi için zorladı.

Мать заставила Тома съесть овощи.

Tom Mary'yi bir kurbağayı yemesi için zorladı.

Том заставил Мэри съесть лягушку.

Bu onların arzularını frenledi ve öz-kontrola zorladı

Это сдерживало их соблазны и усиливало самоконтроль,

Açlık çocuğu yazar kasadan para çalmak için zorladı.

Голод вынудил мальчика украсть деньги из кассового аппарата.

Ani bir hastalık onu randevusunu iptal etmeye zorladı.

Внезапная болезнь заставила её отменить встречу.

Dick onun planını kabul etmem için beni zorladı.

Дик заставил меня согласиться с его планом.

Herhangi biri onu yapman için seni zorladı mı?

- Тебя кто-то заставлял это делать?
- Вас кто-то заставлял это делать?
- Тебя кто-то заставлял этим заниматься?
- Вас кто-то заставлял этим заниматься?

- Onlar gerçeği söylemesi için onu zorladı.
- Onu gerçeği söylemeye zorladılar.

Они заставили его сказать правду.

Yaralar ve ateş, onu Varşova'da iyileşmeye zorladı ve bu nedenle Eylau Savaşı'nı kaçırdı.

Раны и лихорадка вынудили его выздоравливать в Варшаве и пропустить битву при Эйлау.