Translation of "Eline" in Russian

0.004 sec.

Examples of using "Eline" in a sentence and their russian translations:

Eline ne oldu?

- Что у тебя с рукой?
- Что у Вас с рукой?

Tom, Mary'nin eline uzandı.

Том потянулся за рукой Мэри.

Kaderinin kontrolünü eline al.

- Управляй своей судьбой.
- Управляйте своей судьбой.

Kale düşmanın eline düştü.

Крепость перешла в руки врага.

Tom durumun kontrolünü eline aldı.

Том взял ситуацию под контроль.

Tom, alyansını yanlış eline takıyor.

Том носит обручальное кольцо не на той руке.

Mikrofonu eline alıyor ve şunu diyor:

Он взял микрофон и произнёс:

O bir şeyin eline dokunduğunu hissetti.

Она почувствовала, как что-то коснулось её руки.

Tom Mary'nin eline bir not tutuşturdu.

Том сунул Мэри записку.

Tom arabasının anahtarını sol eline aldı.

- Том держал в левой руке ключи от машины.
- В левой руке у Тома были ключи от машины.
- Том держал ключи от машины в левой руке.

Eline geçen tüm fırsatları değerlendirmeye çalış.

Старайся использовать любую возможность.

Içi doldurulmuş oyuncak bir koyunu eline aldığında

чтобы теребить висящих над ней игрушечных овечек,

Mafyanın eline düşmüş bir halk var ortada

в руках мафии люди

Tom eline bir süpürge alıp süpürmeye başladı.

Том взял метлу и начал подметать.

Bu kod çizelgesinin düşmanın eline düşmesine izin vermeyin.

- Не дайте этой кодовой книге попасть в руки врага.
- Не допустите, чтобы эта кодовая книга попала в руки врага.

eline bir fırsat geçtiğinde herkesten teker teker intikamını alıyordu

когда он получал возможность, он мстил всем по очереди

- Eline epey fırsat geçmişti senin.
- Karşına çok fırsat çıkmıştı.

- У тебя было полно возможностей.
- У вас было полно возможностей.

Tom eline geçecek ilk fırsatta Mary'yi ziyaret etmeyi planlıyor.

Том планировал навестить Мэри при первой возможности.

Mafyanın eline 3 kuruşlarını bile kaptıran halkın kurtarıcısı yine mafya olacaktı

Спасителем людей, которые даже взяли 3 цента в руки мафии, снова станет мафия

Her alimin yazdığı kitabı kendisi sağ salim olduğu zamanda eline alası geliyor.

Любой учёный хочет взять в руки при жизни написанную им книгу.

O sarhoşken, homurdanıyor ve kavga ediyor. O ayıkken, eline ne gelirse atıyor ve hiçbir şey söylemiyor.

Когда он пьян, он брюзжит и дерётся. Когда он трезв, он лежит на чём попало и молчит.

Beş dakikada bir reklam çıkınca Tom sinirli bir şekilde televizyonu kapatarak okumak için eline bir kitap aldı.

Каждые пять минут появлялась реклама. Том нервно выключил телевизор и взял книгу, чтобы почитать.

- Tom yüzüstü yere kapaklandı.
- Tom yüzünün üzerine düştü.
- Tom yüzüstü yere yapıştı.
- Tom yüzükoyun yere kapaklandı.
- Tom yeri öptü.
- Tom eline yüzüne bulaştırdı.

Том упал плашмя лицом вниз.