Translation of "Yapmaz" in Portuguese

0.004 sec.

Examples of using "Yapmaz" in a sentence and their portuguese translations:

O makyaj yapmaz.

Ela não usa maquiagem.

Allah hatalar yapmaz.

Deus não comete erros.

Sakal filozof yapmaz.

- Uma barba não faz um filósofo.
- A barba não faz o filósofo.

Tom kahvaltı yapmaz.

Tom não toma café da manhã.

Kimse ülkeme yatırım yapmaz.

Ninguém investe no meu país.

O iyi çeviri yapmaz.

Ela não traduz bem.

Tom genellikle kahvaltı yapmaz.

Tom não costuma tomar café da manhã.

Tom genellikle hata yapmaz.

Tom normalmente não comete erros.

Tom asla egzersiz yapmaz.

- Tom nunca exercita-se.
- Tom nunca faz atividades físicas.

Tom onu yapmaz umarım.

Espero que Tom não faça isso.

Tom asla yatağını yapmaz.

Tom nunca arruma a própria cama.

Tom öyle şeyler yapmaz.

O Tom não faz as coisas assim.

Bunu Tom'dan başkası yapmaz.

Ninguém além de Tom faz isso.

Tom genellikle bunu yapmaz.

Tom não costuma fazer isso.

Ağlamaktan başka bir şey yapmaz.

Ele só chora.

Benim kızım bunu asla yapmaz.

Minha filha nunca faria isso.

Tom neredeyse hiç hata yapmaz.

Tom quase nunca comete erros.

Bu onu daha kolay yapmaz.

Isso não facilita nem um pouco.

Tom neredeyse hiç kahvaltı yapmaz.

Tom não toma café da manhã quase nunca.

Tom hiç bunu yapmaz mı?

O Tom já não fez isso?

Tom bunu her gün yapmaz.

Tom não faz isso todos os dias.

Tom her gün banyo yapmaz.

Tom não toma banho todos os dias.

Tom bunu çok sık yapmaz.

O Tom não faz isso com muita frequência.

Manga okumaktan başka bir şey yapmaz.

Ele não faz nada além de ler mangá.

Tom hemen hemen hiç egzersiz yapmaz.

O Tom raramente faz exercício.

Tom hiç kimse için ayrım yapmaz.

Tom não faz exceções a ninguém.

Mary Alice kadar çok makyaj yapmaz.

Maria não usa tanta maquiagem quanto Alice.

Tom onu yapar, ama Mary yapmaz.

- Tom faz isso, mas Mary não faz.
- O Tom faz, mas a Mary não.

O bebek ağlamaktan başka bir şey yapmaz.

Esse bebê não faz senão chorar.

Bir Japon asla böyle bir şey yapmaz.

Um japonês nunca faria uma coisa dessas.

Tom şikâyet etmekten başka bir şey yapmaz.

Tom só reclama.

- Tom ev ödevini genellikle akşam yemeğinden önce yapmaz.
- Tom genelde ev ödevini akşam yemeğinden önce yapmaz.

Tom, normalmente, não faz o trabalho de casa antes do jantar.

O bütün gün oynamaktan başka bir şey yapmaz.

Ele não faz nada além de jogar o dia inteiro.

Hiç kimse bu tür bir şeyi yalnız yapmaz.

Ninguém faz este tipo de coisa sozinho.

O yemekten ve uyumaktan başka bir şey yapmaz.

Ele não faz nada além de comer e dormir.

Vücut geliştirme şampiyonu bana virüs hiçbir şey yapmaz ya

O vírus campeão de musculação não faz nada comigo

- Bunu kimse yapmaz.
- Bunu yapan yok.
- Kimse böyle yapmıyor.

Ninguém fez isso.

- Artık onu hiç kimse yapmaz.
- Artık onu kimse yapmıyor.

Ninguém mais faz isso.

Tom bütün gün TV izlemekten başka hiçbir şey yapmaz.

O Tom não faz nada além de assistir à TV o dia inteiro.

Bu ülkedeki insanların yüzde doksanı düzenli olarak egzersiz yapmaz.

Noventa por cento das pessoas desse país não fazem exercícios físicos regularmente.

Bu aptalca tavırlarıyla Maria kendi kibrini kanıtlamaktan daha fazlasını yapmaz.

Com essas atitudes estúpidas, Maria não faz mais que provar a sua arrogância.