Translation of "Tuz" in Portuguese

Tuz yok.

Não há sal.

Tuz, lütfen.

Sal, por favor.

Hiç tuz kalmadı.

Não tem mais sal.

Yemeğime tuz ekliyorum.

- Estou adicionando sal à minha comida.
- Eu estou acrescentando um pouco de sal a minha comida.

Bu tuz değil.

Isto não é sal.

Tuz suda çözünür.

O sal dissolve-se na água.

O, şekeri tuz sandı.

Ela confundiu o açúcar com o sal.

Ben omletime tuz serpiyorum.

Estou botando sal no meu omelete.

Daha fazla tuz yok.

Não tem mais sal.

Kalan tuz var mı?

Há sal sobrando?

Tuz eklemem gerekiyor mu?

Preciso colocar sal?

Çok fazla tuz katmayın.

- Não coloque muito sal.
- Não ponham muito sal.

Tom yemeklerinde tuz kullanmaz.

O Tom não coloca sal na comida que ele faz.

- Yanlışlıkla kahve fincanına tuz koydu.
- Kahve fincanına kazara tuz attı.

Ele colocou sal no seu café por engano.

Tuz çökeliyor, oda sıcaklığına geldiğinde

para os sais pousarem e ficar à temperatura ambiente,

Tuz ve biberle balığı çeşnilendirdim.

Eu temperei o peixe com sal e pimenta.

Tuz, yemek pişirmek için gereklidir.

O sal é necessário para cozinhar.

Çorbaya daha fazla tuz koy.

Coloque mais sal na sopa.

Etinin üzerine biraz tuz koy.

Coloque um pouco de sal na tua carne.

Annem salataya tuz eklemeyi unuttu.

- Minha mãe esqueceu de salgar a salada.
- Minha mãe esqueceu-se de pôr sal na salada.

Etim için biraz tuz istiyorum.

Eu quero um pouco de sal para a minha carne.

Fırıncı hamura tuz atmayı unuttu.

O padeiro esqueceu-se de colocar sal na massa.

Bana biraz tuz getirir misin?

Você me traz um pouco de sal?

Tuz kar eritmek için kullanılır.

- O sal é usado para derreter a neve.
- Usa-se o sal para derreter a neve.

Mary yemek pişirirken tuz kullanmaz.

Maria não usa sal na sua cozinha.

Tuz, buzu daha çabuk eritir.

O sal faz o gelo derreter mais rápido.

Bizim sadece tuz ve biberimiz tükendi.

Nós acabamos de ficar sem sal e pimenta.

Biraz daha tuz ilave edelim mi?

Devemos acrescentar um pouquinho mais de sal?

Beyaz şeker ve tuz tüketimini sınırla.

- Limite o consumo de açúcar branco e sal refinado.
- Limite o consumo de açúcar refinado e sal.

Bu çorbada çok fazla tuz var.

- Há muito sal nesta sopa.
- Tem muito sal nessa sopa.

O mağazada şeker ve tuz satıyorlar.

Vendem-se açúcar e sal naquela loja.

Yemek güzel ama biraz daha tuz ekleyebilirdin.

A comida está boa, mas você poderia ter posto um pouco mais de sal.

Üstlerine tuz dökülünce sümüklü böcekler ölür mü?

Lesmas morrem se você puser sal nelas?

Patlamış mısırına biraz daha tuz ister misin?

- Quer mais um pouco de sal na sua pipoca?
- Quer mais um pouco de sal na tua pipoca?

Çorbayı deneyin ve tadına göre tuz ekleyin.

Experimenta a sopa e adiciona sal a teu gosto.

Bu ise şüpheleri arttırmakta tuz ve biber oluyor

Isso aumenta as dúvidas e se torna sal e pimenta

Bu kamyon buzu eritmek için yola tuz koyar.

Este caminhão coloca sal na estrada para derreter o gelo.

Çok fazla tuz yemek sizin için niçin kötüdür?

Por que ingerir sal demais faz mal?

Yumurtayı her zaman tuz ya da biber olmadan yer.

Ele sempre come ovos sem sal nem pimenta.

Daha fazla tuz gerekip gerekmediğini görmek için pirincin tadına bak.

Prove o arroz para ver se está precisando de mais sal.