Translation of "Nazik" in Portuguese

0.011 sec.

Examples of using "Nazik" in a sentence and their portuguese translations:

Nazik ol.

- Seja gentil.
- Sejam gentis.
- Sede gentis.
- Sê gentil.

Onlar çok nazik.

Eles são muito gentis.

Çocuklara nazik olun.

- Seja generosa com as crianças.
- Seja generoso com as crianças.

Sadece nazik oluyorum.

Estou apenas sendo educado.

O çok nazik.

Isso é tão gentil.

- Herkese karşı nazik olun.
- Herkese karşı nazik ol.

Seja educado com todos.

Neredeyse tüm kızlar nazik.

Quase todas as meninas são bondosas.

Başkalarına karşı nazik olun.

Seja gentil com os outros.

Diğerlerine karşı nazik ol.

Seja gentil com os outros.

Nazik olmaya gerek yok.

Não precisa ser gentil.

- Kibar ol.
- Nazik ol.

- Seja legal.
- Sejam legais.

Sen nazik bir kadınsın.

Você é uma mulher gentil.

Tom son derece nazik.

Tom é extremamente educado.

Tom bana karşı nazik.

Tom é gentil comigo.

Ebeveynlerinize karşı nazik olun.

Seja educado com seus pais.

O nazik ve sabırlı.

Ela é gentil e paciente.

Bildiğim kadarıyla, o nazik.

Pelo que eu sei, ele é gentil.

Onlara karşı nazik ol.

- Seja bonzinho com eles.
- Seja bonzinho com elas.
- Seja boazinha com eles.
- Seja boazinha com elas.

Kate ne kadar nazik!

Como a Kate é gentil!

Ann'e karşı nazik olun.

Seja gentil com Ann.

O nazik bir insandır.

- Ele é uma pessoa gentil.
- Ele é uma pessoa amável.

Bay Garcia çok nazik.

O Sr. García é muito simpático.

O nazik bir kişi.

Ele é uma pessoa amável.

Tom'un nazik olduğunu sandım.

Achei que Tom fosse gentil.

Tom nazik, değil mi?

Tom é gentil, não é?

Nazik tavsiyeniz için teşekkür ederiz.

Nós gostamos do seu gentil conselho.

Nazik misafirperverliğin için teşekkür ederim.

Obrigado por sua gentil hospitalidade.

Nazik yardımınız için tekrar teşekkürler.

Obrigado mais uma vez por sua amável assistência.

Kapıyı kapatacak kadar nazik ol.

Por favor, feche a porta.

Manav müşterilerine karşı çok nazik.

O verdureiro é muito gentil com seus clientes.

Keşke kıza daha nazik davransaydım.

Queria ter tratado a garota de forma mais gentil.

O, ona karşı nazik değil.

Ele não é gentil com ela.

Baban çok nazik bir kişidir.

Seu pai é uma pessoa muito simpática.

Lütfen diğerlerine karşı nazik olun.

Por favor, seja gentil com os outros.

Bildiğim en nazik insanlardan biriyim.

Eu sou uma das pessoas mais gentis que eu conheço.

Onu nazik bir şekilde yap.

Faz com gentileza.

Jane çok güzel ve nazik.

Jane é muito bonita e gentil.

Yaşlı insanlara karşı nazik olmalısın.

Você deve ser generoso com pessoas velhas.

O, ona karşı nazik değildir.

Ela não é amável com ele.

O ona karşı nazik değildi.

Ela não foi educada com ele.

Tom bize karşı çok nazik.

Tom é muito gentil conosco.

Leyla nazik, tatlı ve sevecendi.

Layla era gentil, meiga e atenciosa.

- Tom bana her zaman nazik olmuştur.
- Tom her zaman bana nazik olmuştur.

Tom sempre foi gentil comigo.

Mary, hem akıllı hem de nazik.

Maria é inteligente e gentil.

Dünyadaki en nazik kadın olduğunu söylüyorlar.

Eles dizem que ela é a mulher mais gentil do mundo.

O başkalarına karşı nazik olmamı söyledi.

Ele me disse para ser gentil com os outros.

- Hemşireler çok hoş.
- Hemşireler çok nazik.

- As enfermeiras são muito simpáticas.
- Os enfermeiros são muito simpáticos.

Bildiğim kadarıyla, o nazik bir adam.

- Pelo que eu sei, ele é amável.
- Pelo que eu sei, ele é um homem generoso.

Tom bize karşı çok nazik değildi.

Tom não tem sido muito gentil conosco.

- Sadece nazik oluyordum.
- Sadece kibar oluyordum.

Estava apenas sendo educado.

- Patronum çok kibar.
- Patronum çok nazik.

O meu chefe é muito legal.

Onlara karşı nazik olmak zorunda mıyız?

Temos que ser legais com eles?

O hemşire çok nazik ve kibardır.

Essa enfermeira é muito gentil e educada.

Beceriksiz, aşırı nazik, dürüst insanlara ihtiyacımız var.

neste grande mundo luminoso e caótico.

Onun dünyadaki en nazik kadın olduğunu düşünüyorum.

Eu acho que ela é a mulher mais gentil do mundo.

Nazik şekilde ev ödevimde bana yardım etti.

Ela gentilmente me ajudou com o dever de casa.

Bildiğim kadarıyla, o çok nazik bir adamdır.

Pelo que eu sei, ele é um homem muito gentil.

Keşke o zaman ona karşı nazik olsaydım.

Queria ter sido gentil com ela agora.

Tom çok nazik ve cömert bir adam.

Tom é um homem muito amável e generoso.

Nereye giderseniz gidin, nazik ve cömert insanlarla karşılaşırsınız.

Onde quer que você vá, você conhecerá pessoas gentis e generosas.

Fakat şaşırtıcı ölçüde nazik bir dil kullanarak geçinmeyi başarıyorlar.

Mas entendem-se, graças a uma linguagem surpreendentemente dócil.

- Onun nazik bir kalbi var.
- Müşfik bir kalbi var.

Ela tem bom coração.

Biri çok nazik sonra saçımı alıp başımın üstünde çekin ve

Um cara se ajoelha para ser decapitado e diz: "Estou um pouco preocupado com meu cabelo,

- O çok nazik bir kız.
- O çok kibar bir kız.

- Ela é uma garota muito amável.
- Ela é uma garota muito gentil.

- O çok kibardır.
- O çok nazik.
- Çok kibardır.
- Çok ince.

Ele é muito gentil.

O sadece güzel değil fakat aynı zamanda nazik ve ayrıca zeki.

Ela não é apenas bonita, mas também é gentil, e além disso é inteligente.

- Bildiğim kadarıyla, o nazik bir kız.
- Bildiğim kadarıyla kendisi yardımsever bir kız.

Pelo que eu sei, ela é uma garota simpática.

Japonların tanıdıkları kişilere karşı nazik oldukları fakat tanımadıklarına karşı oldukça soğuk oldukları söylenmektedir.

Dizem que os japoneses são gentis com quem eles conhecem mas extremamente frios com desconhecidos.

- O her zaman çok nazik.
- O her zaman çok kibar.
- O her zaman çok kibardır.
- O her zaman çok naziktir.

Ele é sempre muito educado.

- Kapıyı kapatın, lütfen.
- Lütfen kapıyı kapat.
- Kapıyı kapatacak kadar nazik ol.
- Kapıyı kapatın, lütfen!
- Kapıyı kapat, lütfen.
- Lütfen kapıyı kapatın.
- Lütfen kapıyı kapatır mısın?

- Por favor, feche a porta.
- Feche a porta, por favor.
- Fechem a porta, por favor.

Sevgili büyükbaba, çok hasta olduğumu ve yakında öleceğimi unutma, ve erkek kardeşin Doktor Henry, öleli uzun süre oldu, beni tedavi etti ve ben o gerçekten iyi bir doktor olduğu için ve iyi ve çok nazik bir adam olduğu için yaşıyorum.

Caro vovô, lembre-se de que eu estive muito doente, para morrer logo, e seu irmão, doutor Henrique, há muito falecido, me tratou, e eu vivo, porque ele era deveras bom médico e um bom, muito bondoso homem.