Translation of "Iyisini" in Portuguese

0.013 sec.

Examples of using "Iyisini" in a sentence and their portuguese translations:

En iyisini yapın.

Faça o seu melhor.

En iyisini istiyorum.

- Quero o melhor.
- Quero a melhor.

Daha iyisini yapabiliriz.

Podemos fazer melhor.

En iyisini istedim.

Eu queria o melhor.

Daha iyisini yapmak zorundayız.

Nós temos que fazer melhor.

Ondan daha iyisini bekliyordum.

Eu esperava mais dele.

En iyisini sona sakladık.

Deixamos o melhor para o fim.

Bundan daha iyisini yapabilirsin.

Você pode fazer melhor que isto.

En iyisini hak ediyorsun.

Você merece o melhor.

Senden daha iyisini bekliyordum.

- Eu esperava algo melhor de você.
- Eu esperava mais de você.

Onlar en iyisini istiyor.

Eles querem o melhor.

Elimden gelenin en iyisini yaparak

é dar meu melhor

Elinizden gelenin en iyisini yapın!

Faça o melhor que você pode.

Bundan daha iyisini nasıl yapabiliriz?

Como podemos fazer melhor que isso?

Ben daha iyisini hak ettim.

Eu merecia mais.

Bir aptaldan daha iyisini bekleyemezsin.

De um idiota não se deve esperar boa coisa.

O daha iyisini hak ediyor.

Ela merece melhor.

Güzel fakat daha iyisini yapabilirsiniz.

Está bom, mas você pode fazer melhor.

Daha iyisini yapabileceğini düşünmüyor musun?

Você não acha que poderia fazer melhor?

Tom en iyisini hak ediyor.

Tom merece o melhor.

Tom beklediğimden daha iyisini yaptı.

Tom se saiu melhor do que eu esperava.

Biz çok daha iyisini yapabiliriz.

Nós podemos fazer muito melhor.

Ondan daha iyisini yapmak zorundayız.

- Nós temos que fazer melhor que isso.
- Temos que fazer melhor que isso.

İnsanlar daha iyisini hak ediyor.

O povo merece coisa melhor.

Ben elimden gelenin en iyisini yapacağım.

Farei o meu melhor.

Nasıl olur da daha iyisini yapmıyoruz?

Como pode, não estamos fazendo melhor?

Sınavda elimden gelenin en iyisini yapacağım.

Darei o meu melhor na prova.

Biz ondan daha iyisini hak ediyoruz.

Nós merecemos mais do que isso.

Bugün elimden gelenin en iyisini yaptım.

Dei o meu melhor hoje.

Üzgünüm, elimden gelenin en iyisini yaptım.

- Desculpe-me, eu fiz o que pude.
- Sinto muito, fiz o melhor que pude.
- Perdão, eu fiz o melhor que me foi possível.

Tom elinden gelenin en iyisini yaptı.

Tom fez o melhor que pôde.

Amerikan halkı daha iyisini hak ediyor.

O povo americano merece melhor.

Senin okulda yaptığından çok daha iyisini yapar.

Ele vai muito melhor que você na escola.

Ben sadece senin için en iyisini istiyorum.

Eu só quero o melhor para você.

Ben sadece Tom için en iyisini istiyorum.

- Eu só quero o melhor para o Tom.
- Só quero o melhor para o Tom.

Şirket için elimden gelenin en iyisini verdim.

Eu dei o melhor de mim pela empresa.

Tom eğer denerse çok daha iyisini yapabilir.

- Tom poderia ter feito muito melhor se tivesse tentado.
- Tom poderia ter feito muito melhor se ele tivesse tentado.

Ne yaparsanız yapın, yapabildiğinizin en iyisini yapın.

Ao fazer qualquer coisa, faça o seu melhor.

En iyisini umut ediyorum, en kötüsüne hazırım.

Espere pelo melhor, prepare-se para o pior.

En kötüsüne hazırım, ama en iyisini umuyorum.

Estou preparado para o pior, mas espero o melhor.

- Her şey gönlünüzce olsun.
- Hepinize en iyisini diliyorum.

Desejo-lhe tudo de bom.

Tom herkesin içinde Mary'yi öpmekten daha iyisini biliyordu.

Tom sabia que não era certo tentar beijar Maria em público.

En iyisini umut ediyorum ve en kötüsüne hazırım.

Espere pelo melhor e se prepare para o pior.

En iyisini umut ediyorum ama en kötüsüne hazırım.

Espere o melhor, mas se prepare para o pior.

Sonunda en iyisini satın almak her zaman daha ucuzdur.

É sempre mais barato comprar o melhor, no fim das contas.

Böyle bir şey yapıyor olmaktan çok daha iyisini biliyorum

Eu não caio nessa de fazer algo assim.

Onunla arkadaş olmak için elimden gelenin en iyisini yaptım.

Fiz o que pude para me tornar amigo dele.

- Ben elimden gelenin en iyisini yapacağım.
- Elimden geleni yaparım.

Vou fazer o possível.

Başarılı olsak da olmasak da elimizden gelenin en iyisini yapmak zorundayız.

Não importa se seremos bem sucedidos ou não, nós temos que dar o melhor de nós.

- Tom bundan daha iyisine layık.
- Tom bundan daha iyisini hak ediyor.

Tom merece mais do que isso.

Aslında daha iyisini de yapabiliriz. Sırt çantası yerine, içindeki kuru çantayı kullanırız.

Aliás, até podemos fazer melhor. Em vez da mochila, vamos usar o saco impermeável.

- Çalışmanı bölmemek için elimden gelenin en iyisini yapacağım.
- Çalışmanı rahatsız etmemek için elimden geleni yapacağım.

Farei o melhor de mim para não atrapalhar seus estudos.