Translation of "Gürültülü" in Portuguese

0.003 sec.

Examples of using "Gürültülü" in a sentence and their portuguese translations:

Burası gürültülü.

Está barulhento aqui.

Çocuklar gürültülü.

Os meninos são escandalosos.

Radyo biraz gürültülü.

O rádio está um pouco alto.

Müzik çok gürültülü.

A música está alta demais.

Burası çok gürültülü.

- Está fazendo muito barulho aqui dentro.
- Aqui tem barulho demais.

Yol silindiri gürültülü.

O trator nivelador é barulhento.

Burada gürültülü olmayın.

Não faça barulho aqui.

Aniden gürültülü oldu.

De repente, ficou barulhento.

O cadde çok gürültülü.

Essa rua é muito barulhenta.

Onun müziği çok gürültülü.

A música dele é barulhenta demais.

Bu yer gerçekten gürültülü.

- Este lugar é mesmo barulhento.
- Este lugar é realmente barulhento.

Tom gürültülü şehirleri sevmiyor.

Tom detesta cidades barulhentas.

Gürültülü makine sessizliği bozuyor.

A máquina barulhenta pertuba o silêncio.

Japonya oldukça gürültülü bir ülkedir.

O Japão é um país extremamente barulhento.

Odayı değiştirmek istiyoruz, çok gürültülü.

Queremos trocar de quarto; aqui é muito barulhento.

Ben gürültülü çocuklara tahammül edemem.

Eu não posso tolerar crianças barulhentas.

Bu yer benim için çok gürültülü.

Este lugar é muito barulhento para mim.

Böyle gürültülü bir yerde yaşamayı sevmiyorum.

Detesto viver num lugar assim tão barulhento.

Mahalle nasıl? Sakin mi? Gece gürültülü mü?

Como é a vizinhança? Quieta? Barulhenta à noite?

Lütfen daha yüksek sesle konuş. Burası çok gürültülü.

- Por favor, fale mais alto. Está muito barulhento aqui.
- Por favor, fale mais alto. É muito barulhento aqui.

Yaptığın şey o kadar gürültülü ki ne söylediğini duyamıyorum.

O que você está fazendo faz tanto barulho que não consigo ouvir o que está dizendo.

Yeterince uzun ve yeterince gürültülü söylerseniz insanlar bu yalana inanırlar

Se você disser o suficiente e alto o suficiente, as pessoas acreditarão nessa mentira

Çocuklara sessiz olmalarını söyledim, fakat onlar gürültülü olmaya devam ettiler.

Eu mandei as crianças ficarem quietas, mas elas não pararam de fazer barulho.

...minik erkek dişiyi kazanıyor. Gürültülü bir dünyada bazen sessiz kalmak iş görüyor.

... o macho pequeno conquista o seu par. Num mundo ruidoso, às vezes, compensa ficar em silêncio.