Translation of "Duran" in Portuguese

0.063 sec.

Examples of using "Duran" in a sentence and their portuguese translations:

Orada duran çocuğu tanıyorum.

Conheço o rapaz que está ali de pé.

Orada duran kız kimdir?

Quem é a garota que está ali?

Orada ayakta duran kız Mary'dir.

A menina que está ali de pé é Mary.

Orada duran adam benim arkadaşım.

O sujeito de pé ali é meu amigo.

Orada duran adam dükkanının sahibidir.

O homem parado ali é o dono da loja.

Orada duran çocuk benim oğlumdur.

O menino em pé ali é meu filho.

Barda duran üç kadın vardı.

Havia três mulheres paradas no bar.

Kapıda duran bir yabancı gördüm.

Vi um estranho parado na porta.

Tom kaldırımda duran bir cüzdan buldu.

Tom achou uma carteira na calçada.

Kapının yanında duran genç benim erkek kardeşimdir.

O menino parado na porta é meu irmão.

Şelalenin altında çıplak duran bir adam gördüm.

Vi um homem parado nu sob a cascata.

Masanın üstünde duran sepetteki meyveyi yeme. Plastik.

Não coma a fruta na tigela na mesa. É de plástico.

Masanın üzerinde açık duran bir kitap var.

- Há um livro aberto sobre a mesa.
- Há um livro aberto em cima da mesa.

Şu ağacın altında duran bir kız görüyorum.

Eu vejo uma menina de pé debaixo daquela árvore.

Tom Mary'nin arkasında duran birini fark etti.

Tom notou que alguém estava de pé atrás da Mary.

Kedi sandalyede oturuyor ve mutfak masasında duran ete bakıyor.

O gato está sentado na cadeira e olhando para a carne que está em cima da mesa da cozinha.

Tom bana duvarımda asılı duran resmi kimin yaptığını sordu.

Tom me perguntou quem tinha pintado o quadro que estava pendurado na minha parede.

- Kır atın yanında duran ya suyundan ya huyundan alır.
- İtle yatan bitle kalkar.
- Körle yatan şaşı kalkar.
- Köpekle uyuyan pireyle kalkar.

Quem dorme com os cães acorda com pulgas.

- Kır atın yanında duran ya suyundan ya huyundan alır.
- İtle yatan bitle kalkar.
- Körle yatan şaşı kalkar.
- Üzüm üzüme baka baka kızarır.

Quem dorme com os cães acorda com pulgas.