Translation of "Atıyorum" in Portuguese

Çığlık atıyorum.

Eu estou gritando.

Havluyu atıyorum.

- Estou jogando a toalha.
- Estou a atirar a toalha.

Partiye can atıyorum.

Estou impaciente de ir à festa.

- Seni görmek için can atıyorum.
- Seni görmeye can atıyorum.

Espero te ver em breve.

Doğum günüme can atıyorum.

Mal posso esperar meu aniversário.

Onunla tanışmaya can atıyorum.

Estou morrendo de vontade de conhecê-la.

Tom'la görüşmeye can atıyorum.

- Estou ansioso para conhecer Tom.
- Estou ansiosa para conhecer Tom.

Senden haber almaya can atıyorum.

- Aguardo notícias ansiosamente.
- Eu espero receber notícias suas.

Ben sizinle karşılamaya can atıyorum.

Tenho andado ansioso por conhecê-lo.

Paris'i görmek için can atıyorum.

- Eu quero muito ver Paris.
- Morro de vontade de ver Paris.

Bir kola için can atıyorum.

Estou morrendo de vontade de tomar uma coca-cola.

Tuvalete gitmek için can atıyorum.

Estou morrendo de vontade de ir ao banheiro.

Tom'la tanışmaya gerçekten can atıyorum.

Estou realmente ansioso em conhecer o Tom.

Onu görmek için can atıyorum.

Estou morrendo de vontade de ver.

Bir bira için can atıyorum.

Estou morrendo de vontade de uma cerveja.

Çığlık atıyorum çünkü bir fare gördüm!

- Estou gritando porque vi um rato!
- Eu estou gritando porque vi um rato!

Bir fincan kahve için can atıyorum.

Estou morrendo de vontade de tomar um cafezinho.

Ben şimdi sadece kola için can atıyorum.

Estou morrendo de vontade de tomar uma Coca agora.

Bu kış ülkeni ziyaret etmeye can atıyorum.

Eu estou planejando visitar seu país nesse inverno.

Ben bir fincan kahve için can atıyorum.

- Estou morrendo de vontade de uma xícara de café.
- Estou morrendo de vontade de tomar um cafezinho.

- Hiç param yok.
- Beş parasızım.
- Meteliğe kurşun atıyorum.

- Estou sem dinheiro.
- Eu estou duro.
- Estou duro.
- Estou falido.
- Estou quebrado.

Şehrini ziyaret ettiğim gelecek sefer seninle görüşmeye can atıyorum.

Estou ansioso por te encontrar na próxima vez que visitar sua cidade.

- Ben onun için sabırsızlanıyorum.
- Ben ona can atıyorum.
- Ben onu dört gözle bekliyorum.

- Não vejo a hora.
- Mal posso esperar.