Translation of "Almaya" in Finnish

0.005 sec.

Examples of using "Almaya" in a sentence and their finnish translations:

Tom'u almaya geliyoruz.

Olemme tulossa hakemaan Tomia.

Pizza almaya gideceğim.

Minä menen hakemaan pizzan.

Tom'u almaya git.

- Mene hakemaan Tom.
- Mene noutamaan Tom.

- Dizüstü bilgisayarımı almaya gitmem gerekiyor.
- Dizüstü bilgisayarımı almaya gitmeliyim.

Minun täytyy päästä kannettavalleni.

Biraz süt almaya git.

Mene hakeamaan maitoa.

Ben fikir almaya başlıyorum.

Minä alan tajuta ajatuksen.

Biraz yardım almaya gideceğim.

Minä menen hakemaan apua.

Bazı araçları almaya git.

Mene hakemaan työkaluja.

Tom nefes almaya çalışıyordu.

Tom haukkoi henkeään.

Ben duş almaya gideceğim.

- Minä käyn suihkussa.
- Minä menen suihkuun.
- Käyn suihkussa.

Nefes almaya çalışarak kalktım.

Heräsin henkeä haukkoen.

Tom'u işe almaya karar verdik.

Olemme päättäneet palkata Tomin.

Riski almaya istekli olduğunuzu varsayıyorum.

Oletan että olet valmis ottamaan riskin.

- Kullanılmış bir arabayı almaya gücüm yetmez.
- İkinci el araba almaya param yetmez.

Minulla ei ole varaa käytettyyn autoon.

Benim sessizliğimi satın almaya çalışıyor musun?

Yritätkö ostaa minut hiljaiseksi?

O fark etmeden topu almaya çalışacağım.

Yritän ottaa pallon hänen huomaamattaan.

İyi bir gece uykusu almaya çalış.

Koeta nukkua hyvin.

Bir araba satın almaya gücüm yetmez.

Minulla ei ole varaa uuteen autoon.

Genç yavrular birlik olarak yol almaya çalışıyor.

Kuutit etsivät turvaa joukosta.

Üçüncü bir taraf olarak pozisyon almaya niyetliyim.

Aion ottaa asemani kolmantena osapuolena.

Kullanılmış bir araba bile almaya gücüm yetmez.

Minulla ei ole edes varaa ostaa käytettyä autoa.

İhtiyacımız olan her şeyi almaya gücümüz yetmedi.

Minulla ei ollut varaa ostaa kaikkea mitä tarvitsimme.

Onu satın almaya gücün yetemez, değil mi?

- Sinulla ei taida olla varaa tuohon?
- Sinulla ei taida olla varaa ostaa sitä, vai mitä?

Bir Samsung Galaxy almaya gerçekten ihtiyacım var.

Todella tarvitsen saada Samsung Galaxyn.

Tom bir gün izin almaya karar verdi.

Tomi päätti ottaa vapaapäivän.

- Keyif almaya bak.
- Hoşça vakit geçirmeye çalış.

- Koita pitää hauskaa.
- Yritä pitää hauskaa.

Mümkün olan kısa sürede bir randevu almaya çalışın.

Tee varaus niin pian kuin mahdollista.

Tom ve Mary John'u evlatlık almaya karar verdi.

Tom ja Mari päättivät adoptoida Jonin.

Yardım çağırmamız gerekiyor. Bu almaya değer bir risk değildi.

Meidän pitää saada apua. Sitä riskiä ei kannattanut ottaa.

Bazı işverenler, hapishaneden yeni çıkmış insanları işe almaya isteksizdirler.

Jotkut työnantajat eivät mielellään palkkaa hiljattain vankilasta vapautuneita.

Onlardan boşuna büyük bir miktarda ödünç para almaya çalıştı.

Hän yritti turhaan lainata ison rahasumman heiltä.

Bir televizyon seti istiyorum, ama bir tane satın almaya param yetmez.

Haluan televisovastaanottimen, mutta minulla ei ole varaa ostaa sitä.

"Sağlık yetkilileri endişe verici bir SARS salgınını kontrol altına almaya çalışıyor"

Terveysviranomaiset yrittävät hillitä SARS:n leviämistä

Tom hep sınıfta uyur. Sanki okula sadece uykusunu almaya geliyormuş gibidir.

Tom nukkuu aina tunneilla. Vaikuttaa melkein siltä niin kuin hän menisi kouluun vain paikkaamaan univelkaansa.

Sorun şu ki daha az oksijen almaya başladığıızda, zihniniz sizinle oyunlar oynamaya başlar.

Mieli alkaa temppuilla, kun happea on vähemmän.

Mary'nin sevgililer günü için Tom'a bir şey almaya parası yoktu bu yüzden ona sadece "seni seviyorum!" dedi.

Maryllä ei ollut rahaa ostaa Tomille mitään ystävänpäivänä, joten hän vain sanoi hänelle: ”Minä rakastan sinua!”

- Şirket iki yeni sekreteri işe almaya karar verdi.
- Şirket işe iki yeni sekreter alma kararı aldı.
- Şirket işe iki sekreter almayı kararlaştırdı.

Yritys päätti palkata kaksi uutta sihteeriä.