Translation of "Ülkedeki" in Portuguese

0.009 sec.

Examples of using "Ülkedeki" in a sentence and their portuguese translations:

Ülkedeki değişimler kaçınılmazdır.

Mudanças no país são inevitáveis.

Birleşmiş Milletler ülkedeki seçimleri izledi.

A ONU monitorou as eleições do país.

Benim resmim, ülkedeki her karakolda bulunuyor.

O meu retrato está em todas as delegacias do país.

Bu ülkedeki en iyi okullardan biri.

Esta é uma das melhores escolas do país.

Ülkedeki muhalefet gruplarını nasıl organize ediyorlar?

Como se organizam os grupos de oposição no país?

São Paulo ülkedeki en büyük yumurta üreticisi.

São Paulo é o maior produtor de ovos do país.

Lincoln, ülkedeki bütün kölelerin serbest bırakılması emrini verdi.

Lincoln ordenou que todos os escravos no país deviam ser libertados.

Çin'deki bir akademik çalışma ülkedeki 318 salgını araştırdı.

Um estudo na China investigou 318 focos diferentes de Covid-19 pelo país.

Ülkedeki devlet başkanlığı adaylarından biri seçim arifesinde saldırıya uğradı.

Um dos candidatos à presidência do país foi agredido às vésperas da eleição.

Bu ülkedeki insanların yüzde doksanı düzenli olarak egzersiz yapmaz.

Noventa por cento das pessoas desse país não fazem exercícios físicos regularmente.

Ayrıca ülkedeki cinayet oranı, dünyanın en tehlikeli şehirlerini bile geride bıraktı.

A taxa de homicídios no país ultrapassou a das cidades mais perigosas do mundo