Translation of "Zamanımız" in Polish

0.250 sec.

Examples of using "Zamanımız" in a sentence and their polish translations:

Zamanımız var.

Mamy czas.

Hiç zamanımız yok.

Nie mamy czasu.

Hâlâ zamanımız var.

Mamy jeszcze czas.

Bekleyecek zamanımız yok.

Nie mamy czasu czekać.

Bizim zamanımız sınırlı.

Nasz czas jest ograniczony.

Zamanımız var mı?

Mamy czas?

Çok zamanımız var.

Mamy mnóstwo czasu.

- Hala yeterince zamanımız var.
- Hala bol zamanımız var.

Mamy jeszcze mnóstwo czasu.

çünkü özel zamanımız vardı

bo mamy wspólny czas na wyłączność

Ayıracak bol zamanımız var.

Mamy mnóstwo wolnego czasu.

Onun için zamanımız olmayabilir.

Będziemy mogli nie mieć na to czasu.

Hâlâ çok zamanımız var.

Mamy jeszcze dużo czasu.

Boşa geçirilecek zamanımız yok.

Nie mamy czasu do stracenia.

Hâlâ biraz zamanımız var.

Nadal mamy jeszcze trochę czasu.

Yeterli zamanımız olduğundan emin misin?

Jesteś pewien, że mamy wystarczająco dużo czasu?

Bizim çok az zamanımız var.

Mamy tak mało czasu.

Tom bana zamanımız kalmadığını söyledi.

Tom powiedział, że nie mamy czasu.

Onun için zamanımız olduğunu sanmıyorum.

Nie sądzę, że mamy teraz na to czas.

Bir saatten daha az zamanımız var.

Mamy mniej niż godzinę.

Boşa geçirecek çok az zamanımız var.

Mamy mało czasu do stracenia.

- Hâlâ zamanımız var.
- Yeterince vakit var.

Mamy jeszcze czas.

Her odayı dikkatlice araştırmak için zamanımız yok.

Nie mamy czasu przeszukiwać dokładnie każdego pokoju.

Tüm bu verileri işlemek için zamanımız yok.

Nie mamy czasu na przetworzenie wszystkich tych danych.

Acele etmeye gerek yok. Çok zamanımız var.

Nie ma potrzeby się spieszyć. Mamy dużo czasu.

Zamanımız bitti ve röportajı kısa kesmek zorunda kaldım.

Kończył się nam czas, więc musieliśmy skrócić wywiad.

Her şeyi açıklamak istiyorum, ancak yeterli zamanımız olduğunu sanmıyorum.

Chciałbym wszystko wyjaśnić, ale myślę, że nie mamy tyle czasu.

Keşke biz Boston'dayken sizi ziyaret etmek için zamanımız olsaydı.

Szkoda, że nie mieliśmy czasu cię odwiedzić, gdy byliśmy w Bostonie.

Bugün onu yapmayı bitirmek için muhtemelen yeterli zamanımız yok.

Prawdopodobnie nie zdążymy dzisiaj tego skończyć.

Tom buraya gelmeden önce bunu bitirmek için yeterli zamanımız var mı?

Czy mamy wystarczająco dużo czasu, żeby to ukończyć, zanim Tom tutaj dotrze?